Bugün Türk ulusunun, halkıyla, ordusuyla, Başkomutan Ulu Önder Atatürk’ün önderliğinde emperyalizme karşı verdiği var oluş mücadelesinde elde ettiği zaferin 95 yıl dönümü. 30 Ağustos işgalden kurtuluşun, ülke topraklarının düşmandan geri alındığı günü temsil eder. Ulu Önder Atatürk’ün Başkomutanlık dehasıyla birlikte her cephede kanını canını veren Mehmetçiklerle, tam bağımsızlık şiarıyla emperyalist ordulara karşı savaşan ve ayaklanmaları bastıran yurtsever subaylarıyla, Türk halkının sınırsız özverisiyle kazanılmış bir zaferdir.
Ortak mirasımız olan Cumhuriyetimizin temellerinin atıldığı bu şanlı günün yıldönümünde, Cumhuriyetimize ve kazanımlarına sahip çıkarak, Türkiye’yi uygarlık yarışında daha üst sıralara taşımak her Türk vatandaşının asli görevidir.
Şehitlerimizin bize armağan ettiği bağımsızlığımızı demokrasiyle, laiklikle ve adaletle taçlandırmak da görevimizdir. Türkiye demokratik, laik ve adaletli bir ülke olduğu sürece bağımsızlığını payidar kılacaktır. Milletimiz de bu gerçeğin farkındadır
Bu duygu ve düşüncelerle başta Kurtuluş Savaşı’nın önderi, Cumhuriyet’in banisi Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm şehitlerimize rahmet diliyor, demokrasi ve özgürlük kahramanlarına şükranlarımı sunuyor, halkımızın 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı coşkuyla kutluyorum.
KOCATEPE’Yİ NİYE ÇANAKKALE OLAMIYOR
Çanakkale’de yapılan Adalet kurultayında gördük ki Çanakkale’nin her köşesi ağaçlandırılmış. Her köşesi bakımlı. Tarihi mekanlara gereken önem verilmiş. Tarihimiz layıkıyla anılıyor. Oysa Kocatepe’yi görüyorsunuz. Arkanıza bakın Yeşil alan var mı? Ağaç yok ağaç. Orman bakanı Afyonlu. Hani nerede ağaç. Buradan Orman ve Su işleri Bakanımıza sayın Veysel Eroğlu’na seslenmek istiyorum. Çanakkale kadar, Malazgirt kadar Kocatape’de bizim. Kocatepe sizin seçim bölgeniz. Buraya bakmak, imarını yapmak, ağaçlandırmak sizin ana göreviniz. 30 Ağustos törenlerinin içini boşalttınız. Törenler değersizleştiriliyor, törenlerin içi boşaltıldı. Gereken önem verilmiyor. Halktan kopuk törenlerle geçiştiriliyor. Kocatepe hem tarihimizin tanıtımı hem de Afyonkarahisar’ın tanıtımı açısından iyi kullanılmalı, en azından Çanakkale kadar turistik değeri olmalıdır.
Gün birlikte olma günüdür, ayrışma değil. Gün kucaklaşma günüdür, kavga etme günü değil. Gün adaleti, hakkı ve hukuku savunma günüdür, sırtımızı dönme günü değildir diyerek başlattığımız adalet yürüyüşü ardından Çanakkale’de yapılan adalet Kurultayı ile ete kemiğe büründü. Yürüdüler de ne oldu diyenlere en cevap burada verildi. Adaletin yok edildiği, korku, endişe ve çaresizlik duygusunun toplumu teslim aldığı bir süreçte milyonlar adalet için yürüdü. Adalet yürüyüşü korku zincirini kırdı. Cesaret ve umudu ateşledi. Adalet yürüyüşüyle başlayan süreç adalet arayışının en geniş biçimde konuşulması, tartışılması, sonuçlar çıkarılarak hedefler saptanması için bir kurultay talebini ortaya koydu.
BU DÜZEN DEĞİŞMELİDİR.
Dört gün süren Kurultayımız bize demokrasi, adalet ve huzur ekseninde bir siyasi hat çizmiştir. Bu hat Türkiye’nin karanlıktan çıkış hattıdır. Bu hat demokrasi, adalet ve huzur isteyen herkesin ortak hattıdır. 8 panel olurken toplam 77 çalıştayımız oldu, 679 konuşmacımız oldu, 240 saatten fazla sesler kayıt altına alındı.
Adalet Kurultayı Sonuç bildirgesinde;
Büyük Taarruz'un unutulmaya çalışıldığı, Mustafa Kemal Atatürk'ün geri planda bırakılmaya çalışıldığını, Büyük Taarrruz yerine AKP'nin ve genel başkanının propagandasının yapılmaya çalışıldığını gözlemlemektedeyiz. Bizim Adalet Kurultayımızla ilgili CHP özür dilesin diyenlere şunu diyorum: Cemaat yurtlarında yanan çocuklar için, tacize uğrayan çocuklar için, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk'e dil uzatanlar için çıkacak AKP özür dileyecek.
Burcu Köksal
CHP Afyonkarahisar Milletvekili
Ortak mirasımız olan Cumhuriyetimizin temellerinin atıldığı bu şanlı günün yıldönümünde, Cumhuriyetimize ve kazanımlarına sahip çıkarak, Türkiye’yi uygarlık yarışında daha üst sıralara taşımak her Türk vatandaşının asli görevidir.
Şehitlerimizin bize armağan ettiği bağımsızlığımızı demokrasiyle, laiklikle ve adaletle taçlandırmak da görevimizdir. Türkiye demokratik, laik ve adaletli bir ülke olduğu sürece bağımsızlığını payidar kılacaktır. Milletimiz de bu gerçeğin farkındadır
Bu duygu ve düşüncelerle başta Kurtuluş Savaşı’nın önderi, Cumhuriyet’in banisi Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm şehitlerimize rahmet diliyor, demokrasi ve özgürlük kahramanlarına şükranlarımı sunuyor, halkımızın 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı coşkuyla kutluyorum.
KOCATEPE’Yİ NİYE ÇANAKKALE OLAMIYOR
Çanakkale’de yapılan Adalet kurultayında gördük ki Çanakkale’nin her köşesi ağaçlandırılmış. Her köşesi bakımlı. Tarihi mekanlara gereken önem verilmiş. Tarihimiz layıkıyla anılıyor. Oysa Kocatepe’yi görüyorsunuz. Arkanıza bakın Yeşil alan var mı? Ağaç yok ağaç. Orman bakanı Afyonlu. Hani nerede ağaç. Buradan Orman ve Su işleri Bakanımıza sayın Veysel Eroğlu’na seslenmek istiyorum. Çanakkale kadar, Malazgirt kadar Kocatape’de bizim. Kocatepe sizin seçim bölgeniz. Buraya bakmak, imarını yapmak, ağaçlandırmak sizin ana göreviniz. 30 Ağustos törenlerinin içini boşalttınız. Törenler değersizleştiriliyor, törenlerin içi boşaltıldı. Gereken önem verilmiyor. Halktan kopuk törenlerle geçiştiriliyor. Kocatepe hem tarihimizin tanıtımı hem de Afyonkarahisar’ın tanıtımı açısından iyi kullanılmalı, en azından Çanakkale kadar turistik değeri olmalıdır.
Gün birlikte olma günüdür, ayrışma değil. Gün kucaklaşma günüdür, kavga etme günü değil. Gün adaleti, hakkı ve hukuku savunma günüdür, sırtımızı dönme günü değildir diyerek başlattığımız adalet yürüyüşü ardından Çanakkale’de yapılan adalet Kurultayı ile ete kemiğe büründü. Yürüdüler de ne oldu diyenlere en cevap burada verildi. Adaletin yok edildiği, korku, endişe ve çaresizlik duygusunun toplumu teslim aldığı bir süreçte milyonlar adalet için yürüdü. Adalet yürüyüşü korku zincirini kırdı. Cesaret ve umudu ateşledi. Adalet yürüyüşüyle başlayan süreç adalet arayışının en geniş biçimde konuşulması, tartışılması, sonuçlar çıkarılarak hedefler saptanması için bir kurultay talebini ortaya koydu.
BU DÜZEN DEĞİŞMELİDİR.
Dört gün süren Kurultayımız bize demokrasi, adalet ve huzur ekseninde bir siyasi hat çizmiştir. Bu hat Türkiye’nin karanlıktan çıkış hattıdır. Bu hat demokrasi, adalet ve huzur isteyen herkesin ortak hattıdır. 8 panel olurken toplam 77 çalıştayımız oldu, 679 konuşmacımız oldu, 240 saatten fazla sesler kayıt altına alındı.
Adalet Kurultayı Sonuç bildirgesinde;
Büyük Taarruz'un unutulmaya çalışıldığı, Mustafa Kemal Atatürk'ün geri planda bırakılmaya çalışıldığını, Büyük Taarrruz yerine AKP'nin ve genel başkanının propagandasının yapılmaya çalışıldığını gözlemlemektedeyiz. Bizim Adalet Kurultayımızla ilgili CHP özür dilesin diyenlere şunu diyorum: Cemaat yurtlarında yanan çocuklar için, tacize uğrayan çocuklar için, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk'e dil uzatanlar için çıkacak AKP özür dileyecek.
Burcu Köksal
CHP Afyonkarahisar Milletvekili