Sağgıdeğer takipçilerim yeni yıla giriyoruz. Ağlayarak yazdığım tek köşe yazısı.! Bir kardeşim var ismini vermek istemiyorum. Aralığın sonları yeni yıla merhaba diyeceğimiz bir gün, Askerlik görevi yapıyor.
Telefon geldi dediler, benim kardeşimi çağırıp söylediler. Kardeşim'in memleketi Afyonkarahisar'dan telefon gelmişti. Yerimden doğruldu Allahım hayır göstersin dedi.
Telefondaki ses Annen çok hasta dediler irkildi. Annem dedi. Evet Anne, biricik oğlunu askere göndermiş bir anne, Evet kardeşimin annesi Eşkişehir'de hastaneye kaldırılmıştı. Yoğun bakımdaydı. Göz yaşları içinde kardeşim hemen komutanına koştu, komutanım acilen izin almam gerekiyor, Annem hastaymış dedi.
Komutan tabi ki müslüman evladı, tabiki evladım acilen memleketine git dedi. Askeri birliğimden ayrıldım, Afyonkarahisar'a doğru otobüs yola çıkmıştı. Ben ise otobüs içinde sadece Annem, annem diyordum. Memlekete gittiğimde eş dost akraba anneni eskişehir'e hastaneye kaldırdılar dediler.
Asker iznim ile bir hışımla kendimi Eskişehir'de buldum. Annem yoğun bakımdaydı. Benim annem daha çok gençti, hasta olmazdı, neden böyle oldu diye kendim ile konuşurken, hastaneye gittim. Hastane görevlileri senin yapacağın bişey yok ama annen ile görüştürelim dediler. Annemi son görüşün oldu. Annem dedim hasta yatağında boynuna sarıldım ağlamaya başladım.
Annem bana kuzum üzme kendini Allah beni yanına çağırıyor dedi. Annem ne olur böğle konuşma dedim. Oğlum artık sen öksüz bir yiğit olacaksın. Vatan seni bekliyor evladım dedi, kısık bir sesle oğlum, canım evladım ben gidiyorum artık bu yalan dünya'dan, seni Allahıma ve Asker ocağındaki komutanlarına emanet ediyorum dedi. Sonra annemin sesi kısıldı, Doktor doktor diye bağırdım, geldiler ve beni odadan çıkardılar. Annemi son kez görmüştüm.
Annemi yoğun bakıma kaldırmışlardı, hastanede yapabileceğim bişey yoktu, içim yanıyor, canım yanıyordu. Tekrar Askerlik yaptığım görev yerine geri dönmem gerekiyordu. Vatanı Annem bana emanet etmişti. Askerlik görevi çok kutsaldı. Bana nöbet yazmışlardı. Nöbetimdeydim ve asker bir kardeşimin bana doğru koşarak geldiğini gördüm. Dedi ki ağlayarak Annen ölmüş telefon geldi dedi.
İşte o an dünyalar başıma yıkılmıştı. Beni evin tek erkeği oğlunu askere gönderen, Vatanı bana emanet eden annem ölmüştü. Ben annemin dediği gibi asker ocağında öksüz kalmıştım, annem ölmüştü. Komutanım yanıma geldi, evladım üzülme, ağlama dedi, boynuma sarıldı ve üstteğmen Komutanım ağlamaya başladı. Komutanım ile birlikte annemin artık bu dünya'dan göçüp gitmesi üzerine adeta yas tutmuştuk.
Tekrar Komutanım bana izin vermişti, memleketim Afyonkarahisar'a gelmiştim. Annemin cenazesine sarıldım ve annem, canım annem, vatanı bana emanet etmiştin, neden gitdin, neden beni bıraktın annem deyip tapuduna sarıldım ve saatlerce ağladım.
Evet bugün aralığın sonu annemin ölüm günüydü. Annem beni bırakmış ve öksüz bir şekilde annesiz bırakmıştı. Her yıl aralık ayı'nın sonu geldiğinde annemin beni bırakıp gidişi ve vatanı bana emanet edişi aklıma geliyor. Annem beni tek başıma bırakmış, ben annemi hep aralık ayı son gününde meazrının başına giderek ağladığım ve annesizliğin ne kadar zor olduğunu bilerek ağladığım gün ilan ettim.
Yıl başı artık çok erkek, benim annem beni bu gece terk etti. Ben annemin derdi ile ağlarken yine bir telefon geldi, asker olan amca oğlun şehit oldu dediler. Allahım ne olur beni artık aralık ayında ağlatma dedim, ve şu an halen ağlıyorum. annemi kaybetmiş, amca oğlumu şehit vermiştim. Ben ağlamayaımda kim ağlasın.?