Şu an tarihler 25 Mart 2018'i gösteriyor. Bu şu anlama geliyor. Bugün Suikast neticesi öldürülen rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu'nun 9. ölüm yıldönümü, aradan seneler geçti.
Bu süre zarfında nedendir bilinmez ama işin içinde FETÖ Terör örgütünün parmağının olduğu aşikar olmasına rağmen, Helikopter düşüyor. Düştüğü yer gelişen olaylar bu işin içinde % 100 olarak şerefsiz terör örgütünün yaptığı suikast denilebilecek bir olay, aradan geçen 9 Yıl zarfında aydınlatılamıyor.
Bu şu anlama geliyor ki; Muhsin Yazıcıoğlu'nun öldürülme talimatı Pensilvanya'dan geldiği ve şu an elini kolunu sallayan veya yurd dışına kaçmış örgüt mensupları olduğu kadar, Şu an halen daha örgüt adına çalışanların olduğununda kanıtı gibi bir olay, Diceksiniz ki nasıl oluyor bu olay??
Şu an cezaevlerinde yatmakta olan FETÖ Terör örgütü üyelerini çıkarmak, aklamak, onların sütten çıkmış ak kaşık olduğunu düşünen zihniyetlerin varlığını tüm Emniyet Müdürlükleri ve istihbarat teşkilatları biliyor. Bilmesine rağmen elini kolunu oynatamıyor.
Buda şu anlama geliyor. Şu an siyasetin içinde olan deşifre olmamış FETÖ mensubu kişiler illerde bulunan ve tescillenmiş FETÖ'cüleri Emniyet Müdürlüklerinde siyasi baskı sonucu ne görevinden alınıyorlar, nede gözaltına alınıyorlar.
Ben 9 Temmuz 2016'da köşe yazısı yazmıştım. Yazımın başlığında ise "Devlet İçinde Devlet olmaz fetö ve fetöcüler" diye attığım başlıkda aynen şöyle demiştim. Şu an sözlerimi tekrar yeniliyorum. Bu şerefsiz terör örgütlerine yönelik operasyonlar ve gözaltılar bu gidişle çok uzun yıllar boyunca devam edecek.
Çünkü kripto Fetö'cü çok..!!!
Bu gözaltına alınan insanların içinde Milletvekilleri olacak, Gazeteciler olacak, Şu an halen dirsek temasında olan FETÖ yandaşları olacak, çünkü sayın Cumhurbaşkanımızın tek başına bu şerefsiz terör örgütü ile uğraşması çok zor. Bunlar şimdi artık bukelamun gibi renkten renge giriyorlar. Bazıları Avukatlık mesleği adı altında trilyonlarca para götürüyor. Davaları takip eden Avukatların bile içlerinde halen FETÖ'cü olanlar mutlaka vardır.
Düşünsenize gözaltına alınan hakimler oldu.Savcılar oldu.Doktorlar, Avukatlar, Devletin her kademesinde bulunan çoğu insan gözaltına alındı ve alınmaya devam ediyor.Benim anlamadığım nokta ise şu an milletvekili olarak görev yapanlar neden bazı FETÖ mensubu insanların cezaevine girmemesi için büyük çaba sarfediyor.
Ve neden Profesörleri tehdit ile işleri yürütüyorlar, inanın gece gündüz düşünüyorum işin içinden bir türlü çıkamıyorum. Şu an Afyonkarahisar'da zengin işadamları var, ama dışarda, Okul Müdürleri var ama dışarda, Dayıları amcaları olanlar ve siyasetle bir şekilde işlerini hallediyorlar.
Bazı Emniyet Müdürleri o kadar çok bunalmışlar ki istifa etmeyi düşünen emniyet müdürlerini bulmak bile mümkün hale gelmiş. Şimdi ben desem ki Emniyet Müdürlerine elimde bir belge var ve o belgede bir kamuda görevli bir müdürün bank asya'da hesabı var ve devlet tarafından bu kişinin FETÖ Terör örgürtüne yadım ve yataklık ettiğini ispat edeyim desem, devletin belgesi olduğu halde o kişi halen görevine devam eder ve ediyor da.
Şimdi haksızlıklar öğle bir diz boyu olmuş ki artık bizler kimlere güveneceğiz inanın çok merak ediyorum. İnsanlar bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın diyorlar. Ama o yılanın başını ezmek gerekmezmi?
Sözlerime rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu'nun sözleri ile veda ediyorum.
Yarabbi Kahrında Hoş, Lütfunda Hoş Dedik. 2 Saniye Sonrasına Garantimiz olmayan bir hayatımız için FIRILDAK OLMAYA GEREK YOK... Ben Fırıldaklık istemem...