Evet ilk yazımı ona ayıracağım.
O, onbeşli yaşlarında henüz bıyığı yeni terlemeye başladığı yıllarda tanıştı Muhsin Yazıcıoğlu ile...
Onun yüreğine Alperenlik sevdası...
Nizamı Alem sevdası...
Mazluma umut ; zalime korku sevdası...
Adriyatikten , Çin seddine kadar kaynaşmış ve birleşmiş güçlü bir Türk dünyası hayali 1996 yılında Muhsin başkan ile tanıştığında düştü.
Yıllar çileyle yoğurdu onu...
İmam Hatip Lisesi yıllarında 28 Şubat sürecinde hem başörtüsü zulmüne hem katsayı adaletsizliğine karşı yapılan mücadelelerde tanıdık onu...
Sonra “ hep şehit olunca alkışlanan sonra da unutulan Anadolu insanı da artık devletin kapısında adam muamelesi görsün “ diyerek köy köy, belde belde davasının hizmetinde koştururken , çile çekerken gördük onu...
Biz onu; köylünün ektiği biçtiğinin değeri verilsin diyerek kooperatif için mücadele verdiği yıllardan tanıyoruz...
Biz onu; Güney’in gençlerini bir araya getirip “ sporcu gençlik kötü yola düşmez “ diyerek spor kulübü kurduğu yıllardan tanıyoruz...
Okul aile birliğindeki çabalarından tanıyoruz onu...
Güney belediyesi kapanmasın diye yaptığı mücadelelerden tanıyoruz onu...
Güney halkının tek adayla ve seçim olana kadar sen bizim derdimizle dertlen diyerek omuzlarına ağır bir yük yüklediği ve o yükten kaçmadığı günlerden tanıyoruz biz onu...
Siyasi muhaliflerinin “ muhtar istifa etmediği için belediye gelmiyor, kayyum atanmıyor yalanlarına kulak asmayarak “ haklı olduğum davada gerekirse tek başıma yürürüm” diyerek eğilmeden , bükülmeden yoluna devam edişinden tanıyoruz onu...
Her türlü iftiraya, ayak oyunlarına karşı , güney halkını kışkırtıp kutuplaştırmaya, bölmeye çalışanlara karşı hep sabırla davranan ve “ aman komşu komşuya küs olmasın” deyişinden tanıyoruz onu...
Belediye zamanında dahi yayla yollarına çıkartılamayan dozeri, yaylaya çıkartarak dağları devirip, yollar açmasından tanıyoruz onu...
Evi üst mahallelerde olan insanlara içme suyu akıtmak İçin gece gündüz çalışmasından ,su çıkmayan evlere itfaiye ile su taşımasından tanıyoruz onu...
Güney Belediyesinin iç işleri bakanlığından onay sürecinde sabahın köründe hem de onlarca kez Ankara yollarına revan oluşundan tanıyoruz onu...
Su ve Kanalizasyon arızalarında destek ekibinin gelmesini beklemeden çizmeleri giyip tamirata başlamasından tanıyoruz onu...
Tüm bürokratik engelleri aşıp içme suyu kuyusunun etrafına GES Projesini uygulamasından tanıyoruz onu...
“ insanı yaşat ki devlet yaşasın” anlayışıyla beldesine Aşevi açan tek muhtar olarak tarihe geçmesinden ve hergün yaşlıların evlerine sıcak yemek dağıtmasından tanıyoruz onu...
Kısacası o halis bir dava adamı...
Yiğit ve mücadeleci bir muhtar...
O Yeniden belediyeliğini kazanan
Güney beldesinin Muhtarı Süleyman çağlar...
Güneyliler böyle bir yiğide sahip oldukları için çok şanslılar...
Allah onun yolunu, bahtını açık etsin ...