Gaye ve ufuktan yoksun, hiçliğe, yönlendirilip savrulmuş, her şeyin anlam ve değerden yoksun olduğunu, idealin, manevi değerlerin ve kırmızıçizgilerinin olmadığını savunan insan tipolojisini oluşturmanın adıdır çarpık
Yenidünya düzeni.
Yenidünyada, teknoloji eliyle sınırların kalkması veya evrenin bir köy kadar küçülmesi demek, insanların daha bilgili, daha ufuksal, daha akademik olması demek değildir; bilakis her alanda karışık kültürlerin iç içe girmesinin, şuur altı çırpınmanın, havale geçirmenin baş göstermesidir.
Hikmetten, irfandan, vicdandan yoksun batı bilgilendirmesi ve kültürü ise, köleleştirmenin, mankurtlaştırmanın aracıdır bu sistemde.
Yeniçağda bilgi hür düşünceden çok, mankurtlaştırma ve biyolojik robot insan yetiştirmek için işlev görür. Yani toplum ve bireyi avamileştirmenin aracı... Kişinin özünden, benliğinden, örf ve adetlerinden, özellikle de dini değerlerinden sıyrılması, dalsız ve budaksız bir insan profilinin oluşmasını ön görür yenidünya düzeni.
Haz ve ten iştahı kültürünün odağındaki meram ve gaye, kendi insanı da dâhil, tüm milletleri buna ram eden bir sistemin veya sistemsizlik sisteminin adıdır yenidünya düzeni.
Sadece biyolojik şekilden ibaret, düşüncenin iğdiş edildiği, çilenin âdeme mahkûmlaştırıldığı, aşkın, ten iştahına indirgendiği, kadınların peygamberi ifadeyle söylersek "KRİSTAL" olarak tanımlanmasına rağmen, "sex objesi" olarak meydanlara sürülmesi, vicdanın, adaletin kaynağı dinin sedaya fırlatıldığı, şekilden ibaret biyolojik insan tipolojisi üretme aracıdır yeniçağ.
İnsan şekilden ibaretse eğer, kafa, göz, kulak, el, ayak gibi hiç de farkı yok kendine benzeyen iki ayaklı, iki elli ve iki gözlü bir burunlu şenpazelerden. Şenpaze de gırtlak helâ arası deveran eden dertsiz, tasasız hazza endeksli bir hayat sürer, tıpkı oluşturdukları yeni insan tipinde olduğu gibi. İdeali olmayan, gırtlak, helâ arası bir yaşam sunar yenidünya düzeni toplumlara.
İnsanda gaye ve hedef budur ve bu olmalı der; seksenli yılların şarkısında ne diyordu. "Ye iç, eylen". Yenidünyada, maymun insan tipine, yaratılış gayesine saldırgan tepinmeyi, hazzı, eğlenmeyi hedef seçip ön görmüştür, bir ilâh'a inanmak yerine; kişiyi putlaştırmanın savunucuları olan kendilerini putlaştırmış muktedirler tarafından, aslen istenen de budur iki ayaklı tüm toplumlarda... Robot insan... Sadece biyolojik bedenin dışını değil, kafa yapısını da bu uğurda kendine uygun tanzim etmektedir seküler kültür.
İnsanı insanlıktan kurtarıp kendi cinsine düşman eden köksüz bir sistemin adıdır içinde yaşadığımız yenidünya sistemi.
Yirmi birinci asırda öyle bir toplum yarattılar ki, devasa konserlerde izdihamdan arkadaşı yanında ezilip ölürken dahi hazzından ödün vermeyen, tenezzül edip el uzatacak kadar dahi eğlencesinden vaz geçemeyen şen sıpa mizaçlı, vicdansız, acımasız, merhametsiz, kendinden başkasını görmeyen, göremeyen kendini beğenmiş, bencil insansı silolar...
Batının "akıl mabedine" uymuş, rahatından, konforundan ödün vermeyen hazcı gençler azda olsa toplu taşıma araçlarında yer, yer görülmektedir ülkemizde...
Haz ve eğlencenin, ahlakı, insanlığı, adaleti, vicdanı, merhamet ve acıma hissini yendiği bir sistem ve çağdır içinde bulunduğumuz bu çağ...
Fazilete, adalete, vicdana göre değil, hazza, ten iştahı ve yeme içmeye endeksli hayvansal, içi ve dışı boş robotsal yaşayan bir hayat felsefesi... Yani hiçlik!!!
Bu düzende düşünen, sorgulayan, irdeleyip tenkit edenlerin yeri yoktur. Çünkü onlar kenar mahalle sakinleri olan yabancı ve zararlı unsurlardır.
Tek kelimeyle söylemek gerekirse, yeni dünya düzeni, tüm toplumları dışı ve kafa yapısıyla tek tip yapıp köleleştirip içiyle, dışıyla vicdansızca sömürmenin adıdır!!!
Bu çarpık pazarın son müşterisi ve hasretlisi de Müslüman toplum ve bireylerdir maalesef...
Evet, "Bir kez insan alıştı mı kula kulluğa, hiçbir kutsal çağrı geri, geri giden adımları durduramıyor maalesef.
Bu geri gidişin sonunda olanlar olur sayıları az da olsa bir kısım Müslüman cenahta, heveskerane olarak cellâdına âşık Müslüman tipolojisini şekillendirilir yenidünya düzeni.
Eh ne diyelim, İslam âlemindeki tüm bu menfilikler ilimsizlikten kaynaklanmıyor, iman ve amel eksikliğinden.
Yani dünyayı tanıyacak kadar bilgi var...
Fakat onu ret edecek, kalpten söküp atacak kadar iman???
Müslüman toplumlarda tüm menfiliklerin membaı bilgisizlikten maada, yakini iman zaafından kaynaklanıyor!!! Kendi adıma söyleyeyim... İşin özeti İNANMIYORUZ.
VE SEÇİM;
Yaklaşan Türkiye seçimleri sadece Türkiye deki kamuoyuna değil, dünyaya da heyecan veriyor.
Bu seçim neticesinin, her ne olursa olsun, hem küresel hem de mahalli düzeyde mevcut dengelere tesir edeceği çok aşıkar görünüyor.
Yenidünya zihniyetinin mankurtları, gayri milli zihniyetin dışarıdan da aldığı güçle, geçtiğimiz seçimlerden daha fazla toplumda taşları yerinden oynatmaya çalışması, kılıçların çekilmesi, eski defterlerin çıkarılması, eski yaraların kaşınması, sinir uçlarının patlatılarak ülkenin akıl tutulmasının eşiğine yuvarlanması hedefi bariz bir şekilde görülmektedir.
Özüne bağlı, yenidünya düzeninden kendini korumuş toplumumuzun büyük bir kısmı, dışarıdan sunulan ama içeriden dayatılan sahte kimlik ve kültürü kabul edecek kadar tarihsiz, hafızasız, tecrübesiz bir toplum olmadığını göstermek için gereken mücadeleyi verdiği gözükmekte.
Çünkü yenidünya düzeninin oluşturduğu yaşam tarzına karşı verdiği mücadelede galip gelmiş bu toplum, özünü koruyan bu toplum, tam bin yıl dünya tarihini şekillendiren muazzam bir medeniyet tecrübesi ortaya koymuş bir toplum. Ve dahi, fiilen işgal edilemeyen bu toplum, zihnen işgal altında olduğunu bilerek hareket edecek bilince de sahip olduğunu seçimlerde göstereceğini de göstermektedir.
MANEVİ İKLİME GİRDİK;
Bahar mevsimine denk gelmese de, üç aylar, aslında manevi bir bahar mevsimidir. Bizi dünyanın kirlerinden arındıran, adım, adım Rahmanı Rahmana yaklaştıran Allah tan gayri bütün varlıkları aşarak âlemin diriltici, saflaştırıcı, safları sık tutmamızı sağlayıcı, kalbimizi yumuşatıcı, yüreğimizi bütün varlıklara açıcı ulvi iklimine ulaştıran bir varoluş mevsimi…
O yüzden kadrini, kıymetini iyi bilmeli, bize bu tür vesileleri hediye eden Rabbimize hakkıyla şükretmeli.
Selam ve dua ile.
30/01/2023