Hüseyin Demir
19 Ocak Cuma günü, salâ ve tekbirlerle Türkiye tarafından, terörist gurupların varlığına son verebilmek için Afrin’e yönelik olarak girişilen, “Zeytin Dalı Harekâtı”bütün uyarılar yapıldıktan, tahammül ve sabır sınırlarını zorlayan noktaya ulaşıldıktan sonra başlatıldı. Devlet ve millet olarak var olmanın bir gereği olarak…
Millet olarak uğurladığımız kahraman güvenlik güçlerimiz böylece sınırlarımızın içinde ve dışında, yakın tarihimizin en büyük mücadelelerinden birini daha yürütmeye başladı. Sınırlarımız boyunca oluşturulmak istenen, toprak bütünlüğümüzü alenen tehdit eden terör koridoruna ilk hançeri “Fırat Kalkanı” ile vurmuştuk. “Zeytin Dalı Harekatı” bu koridoru imha harekatının bir devamıdır. Amaç bekamıza yönelik bir tehdit olan sınırımızdaki bu terör tehlikesini bertaraf etmektir.
Suriye'nin kuzeyinde, Türkiye’ye yönelik, yıllardır devam eden tacizler var. Elbette bu karşılıksız kalmamalıydı. Bunun bedelini çok ağır ödemeleri gerekirdi. İşte bunun için ordumuz ve siyasi irade bu operasyonla, sınırımızdaki terörü yok etme, bir tampon bölge oluşturma, Afrin’i ve Münbic’i teröristlerden temizleme konusundaki kararlılığını bütün dünyaya göstermiştir.
ABD bölgeye beş bin tır silah gönderdi. Bu gelen silahlar da alenen terör örgütlerine dağıtıldı. Bugün Suriye'nin kuzeyinde Amerika'nın yirmi kadar üssü var. Güya müttefikimiz olan ABD’nin, Terör örgütü YPG’den oluşacak 30 bin kişilik sınır ordusu oluşturma teşebbüsü, Türkiye’yi de harekete geçirmiş, yılanın başının ezilmesi kararını almasını tetiklemiş, bunun üzerine Türkiye bu harekâtı başlatmıştır. Bunları milletimizin bilmesi lazım. Şuana kadar müttefikimiz olarak baktığımız, fakat Ortadoğu’nun kan gölüne çevrilmesinin yegâne sebebi olan ABD’den müttefikliğe yakışan bir davranışı, maalesef, millet olarak ve devlet olarak göremedik.
Tüm bu nedenlerle Türkiye, ABD ile ilişkilerin dehada gerginleşeceğini bildiği halde, meseleyi vatanın bekası meselesi olarak gördüğü için ABD’ye meydan okuma anlamına da gelen bu harekâtı başlatmıştır. Peki neden?
Konunun uzmanlarına göre Afrin 400 bin insanın yaşadığı bir yer. Önceden de önemliydi. 90’larda PKK, Kandil’e yerleşmemişken, ABD Çekiç Güç’le PKK’ya şemsiye olmamışken, PKK, Bekaa Vadisi’nde eğitim alıyor, Amanoslar üzerindeki bağlantı yerlerine geçiyorlardı. İlk güzergâhları Afrin’di. Siyasi anlamda destek aldıkları yerlerden birisi Afrin’di. PKK’da Suriye kökenliler yüzde 30 civarındadır. Çoğunluğu da Afrin’dendir. Afrin PKK için önemli bir lojistik merkez. Militan anlamında da öyle.
Uzmanlar arasında Amanosların ve Suriye’ye kadar olan alanın güvenliğini sağlamak istiyorsak Afrin’de PKK olmamalı görüşü hâkim.
Türkiye’nin Afrin’de yapmak istediği şey, terörün silahlı gücünü etkisiz hale getirmek. Çünkü burası bir İdlib değil, bir Fırat Kalkanı Harekâtı bölgesi değil. Burası ideolojik anlamda PKK’ya yakın insanların da yaşadıkları bir yer. Silahtan arındırıp, denetim altına almak. Terörü sorun olmaktan çıkarmak. Türkiye’nin amacı bu bence. Türkiye Münbiç ile beraber Afrin ve İdlib bölgesini eğer güvenli hale getirebilirse Türkiye’deki mültecilerin yarısı bölgeye dönecektir. Bu, Türkiye üzerindeki baskıyı da azaltacaktır. Şu an bölgenin en büyük sorunu elektrik. Münbiç alınırsa elektrik santrali alınmış ve bölgeye elektrik verilmiş olacak. O andan itibaren bölgede kalkınma başlar. Zira bölge zeytin ağaçlarının, hayvancılığın olduğu çok verimli bir bölgedir. Suriye barışı için iyi bir model.
Türkiye, sınırında bir etnisitenin olmasına değil örgütün olmasına karşı. Yoksa Afrin’de PKK’nın yaptığı gibi etnik süpürme yapmayacak. Burada Kürtler yaşamaya devam edecek. ÖSO’da Kürtler de var, Arap ve Türkmenler de.
Sözün kısası, Teröre destek verip Ortadoğu’yu kan gölüne çevirmek isteyen ABD, görülmemiş derecede hakikat körlüğüne yakalanmış. Hak-temelinden yoksun söz ve siyasetlere boyun eğme döneminin bittiğini göremiyor! Bunu görmek için “AfrinHarekatı” gerekiyordu.
Türkiye, tarihinin ve coğrafyasının hakkını veriyor!
Zeytin Dalı Harekâtı, ABD Haydutluğunun aksine, meşruluğunu terörü yok etme amacından, BMşartından (mad. 51- meşru müdafaa) ve aynı kuruluşun muhtelif kararlarından almaktadır. Okyanus ötesinden buralara gel, parçala, sömür! Biz uyuyalım ha.
TC, demokratik hukuk devletidir. Diğer bir karakterimiz ise Ordu devlet ve Ordu millet oluşumuzdur. Cevherimizdeki bu özelliğimizi bilmeyen ABD, anlama zorluğu çekiyor. Operasyonlarımız, bir yönüyle uygulamalı öğretmedir. Türkiye’nin kuşatılamayacağını öğrenmeleri gerekiyordu.
Türkiye‘yi terör cehennemine çevirme projeleri, şanlı ordumuzun başlattığı milli mücadele ile yırtılıyor! Silah vererek psikolojik üstünlük sağlama gayretleri, Türkün beka zekâsı ‘nın bilinmediğini göstermektedir. Her saniye yeni hâlin kâbusunu yaşayacaklar.
Sözün özü: Zeytin dalı Operasyonu, herhangi bir etnik gruba karşı değil; başka ülke toprağından Türkiye‘ye yönelen sistematik ve ABD destekli teröre (PKK/PYD) karşı yapılmaktadır. Şu kesindir ki AÇIK DÜŞMAN, HİLEKÂR DOSTTAN YEĞDİR!
Selam ve dua ile. 25-01-2018