Domates biber patlıcan Bir anda bütün dünyam karardı Bu sesle sokaklar yankılandı Domates biber patlıcan
Barış Manço nun güzel bir şarkısıdır. Rahmetli Manço sevdiğine hissettiğini mahallesinden geçmekte olan seyyar satıcının bağırmasından yola çıkarak yaptığı hoş bir eser şimdilerde bir çok kişinin dilinden düşmüyor.
Gündemi yakalamasını bilen muhalefet olsa bu şarkıdan yola çıkarak yerel seçimlerde seçim bu eseri şarkısı yaparsa şaşırmayalım.
100 LİRAYA DOLAN FİLEYE 200 LİRAYA DOLUYOR
Son günlerde sebze ve meyve fiyatlarında fiyat artışı gözleniyor. Altı ay önce 4 kişilik bir ailenin 100 lira olan sebze meyve filesi şimdi 180/200 lira arasında değişiyor.
Sandıklı da 20 yılık manav dostum Yılmaz Akyıldız’ı bu yazıyı kaleme almadan önce aradım.Dedim ki şu an itibariyle fiyatlar ne alemde kardeşim..Yılmaz ’ Abi marul’un yanına yaklaşma bugün marul 7 lira.Ispanak 6,Patlıcan 8 Sivri Biber ise 10 lira.Domates 7Mandalina 5 ve Portakal ise 3 lira.’
Manav Yılmaz Akyıldız ekledi’ Bir haftadır fiyatlar aralıklı olarak düşüyor. Mesela geçen hafta sivri biber 15 liraydı.10 liraya kadar indi. Bunun da iki sebebi var.Tüketici fiyatları yüksek görünce ya almadı yada çok az aldı.Yani talebi kesti.İkincisi havalar düzeldi ve sebze meyve verimi arttı.’
KİLO YERİNE GRAMA DÖNDÜK
Şimdi 4 kişilik ailenin (Türk-İş Eylül raporu) açlık sınırı 1.893,00 yoksulluk sınırı ise 6.167 lira olduğu ülkemizde Emekli Ahmet amcadan örnek vererek bir gerçeğin altını çizelim.
Ahmet Bey geçen yıl 1500 lira emekli maaşı alıyordu. Bu 300 kilo sivri biber denk geliyordu. Maaşı zamlanan bin 700 lira alan Ahmet Bey bu maaşla 150 kilo sivri biber alır oldu.
Yani sofrasındaki 2 kilo sebze ve meyve bir kilosu uçtu.Kim yedi bu bir kilo sebze ve meyveyi bu fark kimin kimlerin cebine gitti.
Gelin birde buna bakalım birlikte;
Bir kilo limondan hesap yapalım:
Bahçe fiyatı 50 krş,
Toplama masrafı 30 kuruş, sepet-ambalaj 15 krş, nakliyat 15 krş,fabrika işçiliği 20 krş, hal masrafı 20 krş, Bizim limon oldu 1 lira 50 kuruş.
Bitmedi. hal fiyatının üzerine manav farkı: 50 kuruş. Yüzde 10 da fire farkı olur.Tarlada 50 kuruş olan limon sofranıza 2 lira olarak gelir.
Eğer marketten alırsanız yüzde 8 KDV farkı,reyon kirası ve kar ekleyin 2 lira 50 kuruş oluverir.Bahçedeki limon tam 5 katı olarak tüketime sunulur.
Sabit ve dar gelirli vatandaşlar bu fiyat artışı karşısında ne yapıyor. İki şey yapıyor ya uzaktan bakıyor. Yada bir kilo yerine yarım kilo alıyor.
YERELE SEÇİME YANSIMASI
Peki böylesine etkilenen seçmen sandıkta ne yapar ?
Aslında mevcut iktidarın en fazla kafa yorması gereken konu bu olması lazım
.Öyle zillet/ illet cephesi ilan ederek 20/30/40 yıl öncesi yaşananları gündeme getirip muhalefeti suçlamak yerine bu gidişe dur denilmeli. Biliniz ki her gün cebinden parası alınan, sofrasından somunu eksilen seçmen öfkesini sandıkta gösteriverir.
Çünkü Ekonomik krizin yerel seçimlerde oy verme davranışlarını etkilemesi bakımından ekonomik daralmanın boyutları önemlidir.
Benzer bir durumun 2009’da yaşandığını hatırlatalım.
2008’in son çeyreğinde ekonomi eksi yüzde 6,5 oranında, 2009’un ilk çeyreğinde ise eksi yüzde 14,3 oranında küçülmüştü.
Bu güçlü daralmanın etkisiyle AKP’nin 2007 Genel Seçimlerinde aldığı yüzde 46,6 oranındaki oy 2009 Yerel Seçimlerinde yüzde 38,8’e gerilemişti.
2019 seçimlerinde de böyle 7,8 puanlık bir oy gerilemesi yaşanır mı?
Son kamuoyu araştırmaları böyle bir olasılığı açığa vurmaktadır. Öyle ki, iktidar partisinin 2015 ve 2018’in Haziran seçimlerinde gerilediği yüzde 42’lik oy platosuna kıyasla bile 7 puanlık bir kayıp yaşayabileceği gündeme getirilmektedir.
KAŞIKLA VERİP KEPÇEYLE ALMAK
Eğer iktidar partisi böyle bir oy kaybı yaşayacaksa bunun sadece yakın dönem ekonomik kriz etkileri nedeniyle olmayacağı, birikimli olarak gelen sorunların da (örneğin şirketler yanında hane halklarını da derinden etkileyen borç krizinin) ailelerin geçim koşullarını 2009’dan çok daha fazla ağırlaştırdığının, ayrıca genel siyasi kriz tablosunun ve iktidar partisinin yıpranmışlığının da hesaba katılması gerekeceği söylenebilir
İktidar kanadının bu olumsuzluğun farkında olduğunu, seçim ekonomisi uygulayarak bu sıkıntıyı hasarı en aza indirme adına çalışmalarını da görmekteyiz.
Ancak bu seçim ekonomisi, seçim sonrasına büyüyen bir kamu maliyesi krizini devretme ve emekçi ve dar gelirli kesimler üzerine bindirilecek yükleri büyütme pahasına gerçekleştiğini de anlamak lazım.
Demem o dur ki seçim sebebiyle kaşık ile verilmeye çalışılan katkılar seçim sonrası kepçe ile geri alınacağını bilesiniz….
Mutlu ve aydınlık yarınlara…