Değerli okuyucularımız herkese dua ve selamla yazıma başlıyorum.
Bir anlamıyla devlet anadır, babadır, şefkatli eliyle Milli sınırlar içinde yaşayan vatantaşlarımıza, aştır, iştir, umuttur, kanayan ve tükenen yurdumun güzel insanlarına birer siperdir.
Peki saydığımız bu vasıflar sosyal bir devlet olan ülkemiz, bu vasıflarını yerine getiriyor mu?
Her bir insanın adil ve rahat bir yaşama hakkına sahip olabilme arzusu, ve umuduyla bir ülke yönetimine talip olan iradelere yönetme vizesini ve hakkını vererek, vatandaşlık görevini yerine getirmektedir.Başa gelen siyasi irade milletten aldığı emaneti, TBMM’inde, türk milleti önünde ant içerek, bu aldığı emanete bağlı kalacaklarını teğit ederek, resmen ülke yönetimine talip olurlar.
Gel gör ki başa geçtiklerinde verdikleri söz ve içtikleri ant, sadece dereyi geçene kadarmış, ondan sonra sanki hiç bir söz vermemiş, bir ant içmemiş gibi, ülke ve milletin geleceğini hiçe sayıp, kendi istek ve eğilimlerine göre bir yönetim sergileyerek, bu milleti unutmaktadır.
Adil ve seyrinde bir yönetim anlayışından uzak, menfaate, ötekileştirmeye, yolsuzluğa, ranta, kişisel itibar için gösteriş ve israfa, hizmet etmektedir.Bugün içinde bulunduğumuz darboğazı, ekonomik sıkıntıyı, gün gittikçe açılan işsizlik makasını, yüksek enflasyon nedeniyle hayat pahalılığını, dış ülkelerle olan pamuk ipliğine bağlı başarısız bir diplomasininin bedelini hep millete acı reçetelerle ödetiyorlar.
Peki bu milleti bir ekmeğe muhtaç eden, ekonomide, adalette, özgürlük ve demokraside, içte ve dıştaki bu karmaşa ve felakete sürükleyen herhalde bu millet değil, bugünkü yönetime talip olan başarısız bu hükümetin ta kendisidir.Kendi milletine refahı ve huzuru çok görenler, Suriyelilere, 50 milyar doları heba eden, kişesel itibar için 44 ülkeye yardım gönderen, devlet garantili köprü, yol, hastane, ve nice yatırımlarda yandaş müteahhitlere bonkörce hazineden karşılanan faizler, doları aşağı çekmek için, merkez bankasının 120 milyar doları buhar etmesi ve nice daha örnek verebileceğimiz, içimizi parçalayan hadiseler...
Ve en önemlisi cumhuriyetimizin kuruluşundan günümüze binbir güçlükle kurulan milli kaynaklarımızı, özelliştirme adı altında diğer partilerin 2002’ye kadar toplam özelleştirme oranı yüzde 8 iken, bu mevcut iktidar partisi yönetimi devr aldığı tarihten günümüze kadar yüzde 80 özelleştirmeyle, 65 milyar dolar satışla, nasıl yerle yeksan ettiği hepimizin malumudur.
Değerli okuyucularımız içimiz yanıyor, fakat hesap soran da yok.Devlet işlevselliğini kaybettiği için, şeffaflık, hesap verebilirlik mekanizması da saraya mahkum olduğu için, adalet ve adil bir yönetimde yok.Bizler adaletsizliğe, alkış tuttuğumuz müddetçe, başarısız bu hükümetin acı reçetesini hep çekmek zorunda kalacağız.
Sevgi ve saygılarımla