Değerli okuyucularımız:yeni bir haftanın başlangıç gününde herkese dua ve selamla yazıma başlamak istiyorum.
Değerli insanlar, beşer olarak bu fani alemde nefis ve arzularımızın dur durak bilmeyen istekleri bizleri bilinmeyen mezralara çekerken, ölümü sık sık hatırlayıp,gideceğimiz gerçek yurtlarımızın istikametinde amel işlemek en doğru tesellimiz olacaktır.
Yaşam rotayı sürekli ileriye doğru dümen kırarken, maalesef ölüm her gün insanoğlunu biraz daha kendine çekmektedir.Yani her gün dünyadan biraz uzaklaşıyor,ebediyetin imtihan dünyasına yaklaşıyoruz.
Gün yok ki aramızdan annelerimizi, babalarımızı,kardeşlerimizi,akrabalarımızı, komşu ve arkadaşlarımızı ebediyete yolcu olarak vermeyelim.
Peki bu sevdiklerimizi bir bir kaybederken bir gün sıra bize de gelecek muhasebesini yapıyormuyuz.?
Ya da başımızı yastığa koyduğumuzda bir maziye daldığımızda, sevdiğimiz ve yakınlarımızın, geçmiş anlarını bir bir,kafamızda canlandırıp bunun özlem ve üzüntüsünü yaşıyormuyuz.?
Evet değerli arkadaşlar belki aramızdan bazı kişiler ölümü aklına getiremiyecek kadar gaflette olan insanlarımızda yok değil.Bizde bu tür arkadaşlarımıza diyoruz ki: yaşadığımız hayat ne kadar gerçekse, ölüm de o kadar gerçek ve belli başına düşünen insana bir nasihattır.
Eğer bizler birer mümin olarak cennetin birer adayları olmak istiyorsak ölümün nasihat dolu gerçeğinden ders alıp,her zaman Allahı ve ölümü hatırlayan bir kul olarak günaha aşina olmayan kullar olmalıyız.Bizleri sakın dünya malının verdiği ihtiraslar rehabete getirmesin.
Çünkü bu can ve nefesin bile bize emanet olarak verildiği bu dünyada,kendi elimizle yaptığımız iyiliklerden başka bir sermayemiz yoktur.
Yunus Emre’nin değişiyle ;
Mal sahibi mülk sahibi, hani bunun ilk sahibi, malda yalan mülk de yalan,varda biraz sen o yalan.
Evet değerli arkadaşlar,makamlar,mevkiler,şan ve şöhretler,zenginlikler,yatlar,katlar,bizim değildir.Yidirdiğimiz,içirdiğimiz,giydirdiğimiz ve yaptığımız iyilikler bizimdir.Tıpkı bir insanın öldükten sonra nasıl cesedi toprak olup,ruhu kalıyorsa,bu dünyaki sahip olduğumuz şeylerde bu dünyada kalıp, yaptığımız iyilik amelleri bizimle kalacaktır.
Değerli arkadaşlar her gece başımı yastığa koyduğumda,ölümü hatırladığım zaman, daha düne kadar aramızda olupta, şimdi kaybettiğimiz akraba ve sevdiklerimizi düşündükçe tüylerim diken diken oluyor,vücudum soğuyor, tir tir titreyerek doluyorum.Ölümün soğuk yüzünün tesirini yaşıyorum.Cenabı Mevlam bizleri doğru yoldan ayırmasın.
Hz Ebubekir’in deyişiyle İnsanların fakirlikten korktuğu kadar, eğer Allahın cehenneminden de o kadar korksaydı halbuki ikisinden de kurtulacaktı.Evet biz de şimdi diyoruz ki eğer insanların bu dünyadaki emanet olarak verildiği dünya malına o kadar tapıyor ki eğer ebedi dünyayı ve ölümü düşünşeydi dünyayı cennete tercih etmezdi.
Sevgi ve saygılarımla