Tanıdık bir dostum vardı beş vakit camide namaz kılan..
İlçede tek gazete bayisiydi.. Milli Gazete’nin içine Tan gazetesi koyar,
okurdu dükkânda..
Bilirdik ama bir şey diyemezdik..
Ön saf Müslümanıydı camide..
Yerine oturamazdın..
Kaldırırdı..
Bir defasında namazda üç kez kaşıdı diye bir başka dostuma,
benim yanımda hem de
“Namazın olmadı, yeniden kılman lazım” demişti..“Cahil cami cemaati işte”
diye gülüp geçmiştim..
Ama bir türlü unutamadım… Namazda ben de kaşınırken hep aklıma gelir Gazete Bayii olan dostum..
90’lı yıllardı..
Çarşı camiinin imamı bir hutbede,
“Türkiye’de okunacak iki gazete vardır; Milli Gazete ve Selam.. Gerisi kâfirlerin gazeteleridir.. Okunmaz..” demişti..
Hürriyet okumak günahtı.. Arka kapak güzeliyle Müslüman Türk gençlerinin ahlakını bozuyordu ayrıca..
****
Mesela çoğunuzun bildiği Ayşe Arman sadece Ayşe
Arman değildir..
Nerden bilelim kitaplarını deli gibi okuduğumuz Dücane Cündioğlu’nun Hürriyet Pazar’da Ayşe Arman’la söyleşi yapıp İslamcıları aşağılayacağını? !.
Ve bunun bir cepheye, “Ben artık sizden değilim” demenin zeminine dönüşeceğini..
O zamanlar Refah Partisi’nde sıradan bir vekil olan Abdüllatif Şener’in yirmi yıl sonra başbakan yardımcısı sıfatıyla Başbakanlık koridorunda Hürriyet’e,
“İçkinin her türlüsünü
bilirim”
diye röportaj vereceğini bilemezdik..
Bilemezdik Kocateoe Camiinde kılınan bir cenaze namazında “onurlu bakan” denilip diğer hükümet üyelerinin yuhalanacağını !.
****
Bir de Ahmet Hakan travmamız oldu bizim.. “Erbakan kızını vermeyince oğlan sapıttı, intikam alacağım diye karşı tarafa geçti”
dedikodularıyla geçirdik yıllarımızı..
Tamam,
Ahmet Hakan’ı içten içe kıskanıyorduk,
“ruhunu sattı”
derken içimizden de
“Pelin Batu ile Nişantaşı’nda geziyordur şimdi”
diyorduk..
Kızıyorduk ama kıskanıyorduk..
Belki de bu bizim kaderimizdi..
İktidarların 5-6 ayda bşr değiştiği 80 senemiz böyle şeylerle geçti;
heder oldu gitti
anlayacağınız..
İncelemeye devam
edeceğiz..
Hayırlı cumalar
diliyorum..
09 EKİM 2020 CUMA