Bugün sağdan soldan yazmak istiyorum..Mesela resmî kurumlara giden vatandaşların net olarak görebilecekleri noktalara, üzerinde Peygamber'in "Rüşvet alan da veren de mel'undur" hadis-i şerifini barındıran tabelaların asılması lazım.. Gerçi içimizde yuvalanmış herşeye maydonoz olanlar varken bu mümkün olur mu, soru işareti?!.
Zincirlikuyu mezarlığının girişine “Her nefis ölümü tadacaktır!.” ayetinden rahatsız olan o malum mutlu azınlık varken.. Seçimlerden önce bir kaç defa
cuma namazına gidip, saf
Müslümanları kandırmak için Yasin okuyan ama seçim sonrası kendi işlerini bırakıp Camilerde LGBT’lileri eleştiren, üniversitelerde terör estiren teröristleri eleştiren hutbelere burnunu sokan ve fakat PKK’ya terörist diyemeyen/demeyenler varken!..
****
Askerliğimi 1983 yılında, 4 ayı
Bilecik’te, 14 ayı da Kastamonu İnebolu ilçesine bağlı Özlüce Jandarma Karakol Komutanı olarak yaptım.. İnebolu Jandarma Bölük Komutanlığı’na vardığımda:
Din Görevlisi olduğumu anlattım..Sonunda da Bölük Komutanı Ön Yüzbaşı şöyle bir konuşma yaptı:
“Hocam, sen de biliyorsun ki burası bu vatanın insanlarının askere gönderdikleri çocuklarının dürüstçe ve düzgünce görevlerini yapsınlar diye boğazlarından keserek vergileriyle, bağışlarıyla destekledikleri hassas bir ocak… Biz de para pul ve rüşvet gibi olumsuzluklara açık olan bir önemli karakolumuzu teslim etmek için her zaman 'düzgün adam' ararız..Sana, sivil hayatında icra ettiğin görevinden dolayı güvenimiz tamdır..
Dindar olmaktan öte Din Görevlisisin..Allah'ından, kitabından, peygamberinden korkarsın, eminiz ki bir Din Görevlisi olarak senin aklın bu tür akçeli işlerde kötü yönlere
kaymaz..O yüzden, burayı askerliğinin sonuna kadar sana teslim etmeye karar verdik..” Jandarma Genel Komutanlığı bünyesinde görev yapan Uzman Çavuşların görevlerine ara verildiği bir dönemde aldım görev mührünü ve imza yetkisini… İşimi de dört dörtlük bir titizlikle yaptım..TSK’de de dindar insanlara karşı belirli bir saygı ve güven olduğunu gördüm..
Düşünebiliyor musunuz, Jandarma Genel Komutanlığı bünyesindeki böyle bir değerlendirme süreci, ülkede 12 Eylül darbesi yapıldıktan bir iki yıl sonra ve ülkede hala Olağanüstü dönemin devam ettiği sırada gerçekleşiyordu..
Yani, o dönemde ali kıran baş kesen görünümünde olan üst rütbeli askerler diyorlar ki; "Siyasal İslâm'dan korkularımız bir yana, özel hayatında samimi dindar olan askerler bizim için her zaman güvenilirdir, önceliklidir, gereklidir. İmânsız askerlik olmaz, kalplerinde Allah korkusu olan askerler de akçeli işlerin teslim edilebileceği en doğru kişiler arasında yer alır.. Sen dindar bir gençsin, bu işin eğitimini de almışsın..O yüzden, stratejik açıdan en uç noktada kurulan bu çok önemli karakolumuzu sana teslim etmeye karar verdik.."
Böylesi bir anlayışı, PEYGAMBER OCAĞI’nda hakim kılmak kadar güzel başka ne olabilir ki?!.
Hayırlı cumalar diliyorum..
19 ŞUBAT 2021 CUMA