Bir süredir 1950/1970
arasında dünyaya gelmiş ve
sayıları gittikçe azalan çok özel bir nesilden bahsediyorum..
Neden bu nesil özel biliyor musunuz?!.
Bu neslin üzerinden silindir gibi devlet geçti…
Dozer gibi dünya milletleri ezdi geçti…
Hayat bu nesli imtihan etti, denedi,
çarkının dişlilerinden öğüttü ama tüketemedi…
Bu çarktan kurtulabilen kurtuldu…
İşte bu gün nesli tükenen
çarkın dişlileri arasından yaralı kurtulan bu nesil, yaralı da sakat da olsa yine de şükretmeyi,
tevekkülü,
sabırlı davranmayı yaşamayı hayatta kalmayı bildi…
****
Bu nesil,
ihanetin acısını,
dost hançerinin sancısını, ölümüne yoldaşlığı,
mezara kadar arkadaşlığı bildi…
Dostu için can vermeyi de, elindeki son lokmayı paylaşmayı da,
sadakati de vefayı da bildi…
Bu nesil,
katı,
aksi,
deli,
serttir…
Bir o kadarda merttir,
hoş görülü ve merhametlidir…
Bu neslin yaşarken öğrendikleri bilgi ve kaybederken edindikleri tecrübe en büyük servetidir…
****
Yani bu 1950 ve 1970 yılları arasında doğan “dinazorlar” tam bir müzelik antika nesildir…
Onun için 1950 ile 1970
yılları arasında doğmuş,
hala inadına yaşayan,
ana baba,
amca,
dayı,
teyze,
hala,
yenge dede anneanne babaanne her neyiniz varsa değerini çok iyi bilin!..
Çünkü bunlar elinizdeki son değerli hazinelerinizdir…
Oturun onlarla konuşun, dinleyin onlardan geçmişi öğrenin…
Sonra arar da bulamazsınız..
Çünkü onlar yakın tarihin son canlı kaynak kişileri, her biri iki ayaklı sözlü yakın tarih kitabıdır…
Benden söylemesi…
Vesselam…
Hayırlı cumalar diliyorum.. 18 ARALIK 2020 CUMA