Zafer Partisi Afyonkarahisar 1 inci olağan kongresi İl Başkanı Mevlüt Tekdemir'in başkanlığında yapıldı.Zafer partisi Afyonkarahisar 1 inci olağan kongresinde konuşan Başkan Tekdemir şu ifadelere yer verdi. "Cumhuriyet tarihinin en zor günlerinden geçtiğimiz bu günlerde Türk Milleti’nin Anadolu’da bağımsız, refah içinde birliğini koruma ve varlığını savunma iradesini temsil eden ve Büyük Taarruzun 100. yıldönümünde 10 Mayıs 2023 ’de kurulan Zafer Partisi Afyonkarahisar il teşkilatı 1inci kongresinde bulunmanın ciddiyeti ve sevinci ile bugün burada toplanmış bulunuyoruz.
Değerli arkadaşlarım sözlerime başlamadan evvel yüce Atatürk’ün gençliğe hitabesinden en önemli bölümü okumak istiyorum:
“ Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.
Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!”
Nasıl bir öngörüdür ki ulu önder bu sözler ile, tam 100 yıl önceden ülkemizin şuan içinde bulunduğu durumu bire bir görebilmiştir1
Türkiye cumhuriyeti şuan tarihinde ilk defa bu kadar derin siyasi, ekonomik ve beka krizi ile baş başadır.
Merkez bankası hazinesi eksi 54 milyar dolar ile boşaltılmışken, kamu liyakatsiz insanlarla doldurulmuşken, hain darbe sonrası silahlı kuvvetlerin komuta gücü kaybolmuşken, bütün birliklerimiz Suriye’de iken ve kışlalar boşaltılmışken, bütün kamu ve özel firmalar, arsalar, limanlar, fabrikalar büyük bir hızla yabancılara satılırken, liyakatli doktorlarımız, mühendislerimiz yurtdışına göç ederken, tarım hayvancılık bitirilip halkımız aşırı pahalılıktan markete gidemezken, Yunanistan bize ait olan 19 adayı işgal edip sınırımızda işgal tatbikatları yaparken, gıda ve enerji neredeyse tamamen dışa bağımlı hale getirilirken, ormanlarımız, buğday tarlalarımız bile isteye yakılırken ve her şeyden önemlisi 3 üncü evre kanser tümörü gibi yurdun her yanı 13 milyon sığınmacı adı altındaki istilacı ile işgal edilmişken oluşan durumun vehametini hatırlatmak istiyorum.
Bütün bunlar yetmezmiş gibi andımız yasaklanmakta, TC yazıları her yerden kaldırılmakta, Türk milleti binlerce yıldır sahip olduğu topraklarda azınlık yapılmaya çalışılmaktadır.
Bu hain hedefe ulaşmak için Suriye, İran ve ermeni sınırlarındaki mayınlar temizlenerek 13 milyon sığınmacının ülkemizin her bir ilçesine girilmesine müsaade edilmekte ve ülkenin demografik yapısı değiştirilmektedir. Ülkemiz hali hazırda gizli bir istila altındadır.
Şuan her şeyden önemli olarak Türk milletinin ekonomik refahına, ülkemizin istikrarına ve bölünmez bütünlüğüne yönelik en büyük tehdit; ülkemizi bir iç savaşa sürüklemek için Türkiye’ye gönderilen 13 milyon sığınmacı ve kaçaktır.
Her bir Suriyeli kadının doğum oranı 5.3 iken, her Türk kadının doğum oranı 1.9 dur. Bu korkunç oran sonucu 5- 10 sene sonra çocuklarımız sığınmacı Araplarla baş başa kalacaktır. İleride oluşacak bu demografik yapı ile Suriyeli belediye başkanları, Suriyeli doktor ve valilerle karşılaşacağız.Şuanda Afyonkarahisar da onbinlerce Suriyeli ve Afganlı kendi mahallerini kurmakta, Mecidiye mah.de kurdukları kendi marketleri ayakta kalsın diye 50 km. ötedeki Çay’dan her gün araba kaldırmakta, her gece Ambaryolu caddesinde uyuşturucu satılmakta, Zafer pasajı dahil çoğu iş yerinde hızlıca çoğalmakta, örneğin Kocatepe ilkokulunda 3 üncü sınıflarda bir derslikte 17 Suriyeli öğrenciye karşılık 14 Türk çocuğumuz bulunmaktadır.Türk Milleti ve zafer partisi ülkemizin örtülü bir şekilde istila edildiğinin farkındadır. Afyon halkı, ZAYIFA, BİÇAREYE, YARDIMA MUHTAÇ OLANA KAPISINI AÇAR ANCAK ÜLKESİNİN İŞGAL EDİLMESİNE MÜSAADE ETMEYECEKTİR.
Türk Milleti, Türkiye Türklerindir demektedir. Milletimizin bu doğrultudaki iradesi siyasette bugüne değin hiçbir siyasi parti tarafından temsil edilmemekteydi. Bugünden itibaren Türk Milletinin iradesi Zafer Partisi ile Türk siyasetinde temsil edilmektedir.ZAFER PARTİSİ İKTİDARINDA 13 MİLYON SIĞINMACI 1 YIL İÇERİSİNDE ÜLKELERİNE GÖNDERİLECEKTİR. Bu beka sorunu, Türk milletine Türk kimliğinin hatırlatılması ile ülkenin geçirdiği ekonomik kriz bitirilerek çocuklarımıza güzel ve bağımsız bir gelecek yaratmak biz Zafer partililerin en büyük görevidir.Değerli arkadaşlarım; Biz Türküm dedikçe, Atatürk çizgisinde Türk milliyetçiliğini hatırlattıkça, 3.5 sene yunan ordusu tarafından işgal edilip Atatürk ve kahraman silah arkadaşları tarafından işgalden kurtarılan İmaret camiinde Atatürk’e rahmet okudukça, stantlar açıp, broşürler dağıtıp, imza kampanyaları yaptıkça, bütün sığınmacılar ülkelerine acilen dönsün dedikçe gördünüz ki: Zafer Partisini engellemeye çalıştılar.
Ama bilmiyorlar ki; bizler damarlarımızdaki asil kanla Afyonda, kurtuluş savaşının başladığı topraklarda bir siyasi hareket değil bir Kuvay-i milliye hareketi yapıyoruz. Bizi asla yıldıramayacaklar ve seçim günü “ Keşke yunan kazansaydı” diyen fesli Kadir’i kılavuz edinenler arabalarına atlayıp İzmir’e doğru ilimizi terk edecekler. Ki terk etmeliler de.!
Değerli arkadaşlarım bizleri sadece sığınmacı politikası yapmakla eleştirenler bilmeli ki; 3 üncü derece kanser tümörü olan bu istilacılar vücudumuz içinde kaldıkça, 4 üncü evreye geçip artık evine götürün denilen safhaya geldikçe vücudunuzdaki diğer organlar ne kadar sağlıklı da olsa nafile. Önce bu tümörü temizlememiz, Atatürk çizgisindeki Türk milliyetçiliği anlayışımızla; alevisi sünnisi, türkü, kürdü, lazı, çerkezi yörüğü ile tek Türk bayrağı, tek türk dili, tek türk vatanı ve tek Türk milleti düsturumuzla kucaklaşıp acilen tarıma, hayvancılığa, üretime ve kuvvetler ayrımına dönmemiz gerekmektedir.
Türkiye bu sığınmacı ve kaçakları ülkelerine yollayamaz ise tarihinin en ağır felaketine sürüklenecektir.
Değerli arkadaşlarım Afyonkarahisar halkı kahramandır, kurtuluş savaşının ruhunu taşımaktadır. Köylümüz kentlimiz çok ruhu temiz insanlardır. Bizler Afyon il teşkilatı olarak önümüzdeki 8 ay içinde köy köy kapı kapı gezerek şuana kadar oyları satın alanların, taşımacılıkla zorla mitinglere getirenlerin, bizleri birkaç kuruşa muhtaç edip bize fakirliği ayetlerle öğütleyenlerin, beton ekonomisiyle cebini doldurup herkesi 10 yıllık faiz borcuna sokanların, Allah ile kandıranların, Yunan sevdalılarının, Afyondaki tarımı ve hayvancılığı bitirenlerin, sekayı kapatıp şeker fabrikasını satanların artık ülkeyi bir açmaza ve bir sona doğru sürüklediklerini, bizlere destekleme vermezken bu istilacı sığınmacılara 10 sene içinde 100 milyar dolar harcadığını ve artık Zafer partisinin geldiğini ve TÜRK DEVLETİNİ TÜRK MİLLETİNE GERİ VERECEĞİNİ anlatacağız.
4 bölge 4 deniz projesi ile, Anadolu kalesi projeleri ile en kısa zamanda eski refah sürecine döneceğimizi ve projelerimizin, 5 yıllık kalkınma planlarımızın hazır olduğunu, kadromuzun profesyonel olduğunu anlatacağız.Tam 10 mayısta 5 kişi ile başladığımız bu kuvay-i milliye hareketi şimdi tam da Yunan askerlerinin denize döküldüğü 9 eylülde 250 kişilik bir aileye, artık korkmadan konuşabilen tüzel bir partiye dönüşüyor. Sizlerin böylesi korku filmi yaşatıldığı bir dönemde bu teşkilatın içinde olmasını tarih ileride mutlaka anacaktır. Hepinize tekrar teşekkür ediyorum.
Değerli arkadaşlarım askerlikte bir söz vardır: ” İyi komutan yoktur iyi karargah vardır.” Sizlerin gücü, desteği, çalışması ile Afyon il teşkilatı göreceksiniz ki şehirde büyük ses getirecek. Asıl mücadelemiz ve çalışmalarımız şimdi başlıyor.
Bizler istilacıların gitmesi için, çocuklarımızın sınıflarda rahat okuması, gençlerimizin iş bulması, kadınlarımızın gece korkmadan sokakta yürüyebilmesi, devlet içinde devlet kurulmaması için gece gündüz çalışacağız.
Bu seçimin yükselen partisinin Zafer Partisi olduğunu göreceksiniz. Ve göreceksiniz ki Zafer partisi il teşkilatında diğer partilerde olan çekişmeler, koltuk ve makam kavgaları, maddi usulsüzlükler asla olmayacak. Herkesin fikrini özgürce söylediği, birbirine saygılı, daha iyisi geldiğinde ona destek olduğu, dedikodu yerine sahada sürekli icraat içinde olduğu bir teşkilat olacağız. Bizler siyasetin nasıl tertemiz yapıldığını, konunun siyaset değil artık ölüm kalım savaşı olduğunu dosta düşmana göstereceğiz. Bizler para ile değil orantısız zeka ile, akılla, proje ile siyaset yapacağız. Ve bu sayede göreceksiniz ki bize diğer partlilerden de, hiç siyaset yapmamış ve “ Yeter artık ben de bu davada olmalıyım” diyen yeni ve donanımlı insanlar da akın akın gelecektir.
Şu anda arkasında hiçbir finansal desteği olmayan Zafer partisi herkesin konuştuğu bir parti haline geldiyse bu siz değerli teşkilat üyelerimiz sayesindedir.
Değerli arkadaşlarım son olarak diyorum ki; Zafer Partisinin amacı; Büyük Türk Milletinin bütün mensuplarını, zengin, özgür, güvenli ve sosyal adaleti benimsemiş, geleceğe güvenle bakan bir Türkiye’de yaşatabilmektir.
Zafer Partisi, Türkiye’yi Atatürk çizgisinde Türk Milliyetçiliğini benimseyen kadroların öncülüğünde bu çöküş sürecinden çıkarmak ve yeni ZAFERLERE ulaştırmak amacı ile kurulmuştur.
Siz değerli arkadaşlarımın bu yolda Kuvay-i milliye ruhuyla hiçbir siyasi beklenti içinde olmadan, hiçbir maddi menfaat gütmeden değerli halkımıza gerçekleri anlatacağına ve siyaset değil bir beka savaşı yapacağınıza inancım tamdır".
Ne mutlu Türküm diyene.!
Değerli arkadaşlarım sözlerime başlamadan evvel yüce Atatürk’ün gençliğe hitabesinden en önemli bölümü okumak istiyorum:
“ Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.
Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!”
Nasıl bir öngörüdür ki ulu önder bu sözler ile, tam 100 yıl önceden ülkemizin şuan içinde bulunduğu durumu bire bir görebilmiştir1
Türkiye cumhuriyeti şuan tarihinde ilk defa bu kadar derin siyasi, ekonomik ve beka krizi ile baş başadır.
Merkez bankası hazinesi eksi 54 milyar dolar ile boşaltılmışken, kamu liyakatsiz insanlarla doldurulmuşken, hain darbe sonrası silahlı kuvvetlerin komuta gücü kaybolmuşken, bütün birliklerimiz Suriye’de iken ve kışlalar boşaltılmışken, bütün kamu ve özel firmalar, arsalar, limanlar, fabrikalar büyük bir hızla yabancılara satılırken, liyakatli doktorlarımız, mühendislerimiz yurtdışına göç ederken, tarım hayvancılık bitirilip halkımız aşırı pahalılıktan markete gidemezken, Yunanistan bize ait olan 19 adayı işgal edip sınırımızda işgal tatbikatları yaparken, gıda ve enerji neredeyse tamamen dışa bağımlı hale getirilirken, ormanlarımız, buğday tarlalarımız bile isteye yakılırken ve her şeyden önemlisi 3 üncü evre kanser tümörü gibi yurdun her yanı 13 milyon sığınmacı adı altındaki istilacı ile işgal edilmişken oluşan durumun vehametini hatırlatmak istiyorum.
Bütün bunlar yetmezmiş gibi andımız yasaklanmakta, TC yazıları her yerden kaldırılmakta, Türk milleti binlerce yıldır sahip olduğu topraklarda azınlık yapılmaya çalışılmaktadır.
Bu hain hedefe ulaşmak için Suriye, İran ve ermeni sınırlarındaki mayınlar temizlenerek 13 milyon sığınmacının ülkemizin her bir ilçesine girilmesine müsaade edilmekte ve ülkenin demografik yapısı değiştirilmektedir. Ülkemiz hali hazırda gizli bir istila altındadır.
Şuan her şeyden önemli olarak Türk milletinin ekonomik refahına, ülkemizin istikrarına ve bölünmez bütünlüğüne yönelik en büyük tehdit; ülkemizi bir iç savaşa sürüklemek için Türkiye’ye gönderilen 13 milyon sığınmacı ve kaçaktır.
Her bir Suriyeli kadının doğum oranı 5.3 iken, her Türk kadının doğum oranı 1.9 dur. Bu korkunç oran sonucu 5- 10 sene sonra çocuklarımız sığınmacı Araplarla baş başa kalacaktır. İleride oluşacak bu demografik yapı ile Suriyeli belediye başkanları, Suriyeli doktor ve valilerle karşılaşacağız.Şuanda Afyonkarahisar da onbinlerce Suriyeli ve Afganlı kendi mahallerini kurmakta, Mecidiye mah.de kurdukları kendi marketleri ayakta kalsın diye 50 km. ötedeki Çay’dan her gün araba kaldırmakta, her gece Ambaryolu caddesinde uyuşturucu satılmakta, Zafer pasajı dahil çoğu iş yerinde hızlıca çoğalmakta, örneğin Kocatepe ilkokulunda 3 üncü sınıflarda bir derslikte 17 Suriyeli öğrenciye karşılık 14 Türk çocuğumuz bulunmaktadır.Türk Milleti ve zafer partisi ülkemizin örtülü bir şekilde istila edildiğinin farkındadır. Afyon halkı, ZAYIFA, BİÇAREYE, YARDIMA MUHTAÇ OLANA KAPISINI AÇAR ANCAK ÜLKESİNİN İŞGAL EDİLMESİNE MÜSAADE ETMEYECEKTİR.
Türk Milleti, Türkiye Türklerindir demektedir. Milletimizin bu doğrultudaki iradesi siyasette bugüne değin hiçbir siyasi parti tarafından temsil edilmemekteydi. Bugünden itibaren Türk Milletinin iradesi Zafer Partisi ile Türk siyasetinde temsil edilmektedir.ZAFER PARTİSİ İKTİDARINDA 13 MİLYON SIĞINMACI 1 YIL İÇERİSİNDE ÜLKELERİNE GÖNDERİLECEKTİR. Bu beka sorunu, Türk milletine Türk kimliğinin hatırlatılması ile ülkenin geçirdiği ekonomik kriz bitirilerek çocuklarımıza güzel ve bağımsız bir gelecek yaratmak biz Zafer partililerin en büyük görevidir.Değerli arkadaşlarım; Biz Türküm dedikçe, Atatürk çizgisinde Türk milliyetçiliğini hatırlattıkça, 3.5 sene yunan ordusu tarafından işgal edilip Atatürk ve kahraman silah arkadaşları tarafından işgalden kurtarılan İmaret camiinde Atatürk’e rahmet okudukça, stantlar açıp, broşürler dağıtıp, imza kampanyaları yaptıkça, bütün sığınmacılar ülkelerine acilen dönsün dedikçe gördünüz ki: Zafer Partisini engellemeye çalıştılar.
Ama bilmiyorlar ki; bizler damarlarımızdaki asil kanla Afyonda, kurtuluş savaşının başladığı topraklarda bir siyasi hareket değil bir Kuvay-i milliye hareketi yapıyoruz. Bizi asla yıldıramayacaklar ve seçim günü “ Keşke yunan kazansaydı” diyen fesli Kadir’i kılavuz edinenler arabalarına atlayıp İzmir’e doğru ilimizi terk edecekler. Ki terk etmeliler de.!
Değerli arkadaşlarım bizleri sadece sığınmacı politikası yapmakla eleştirenler bilmeli ki; 3 üncü derece kanser tümörü olan bu istilacılar vücudumuz içinde kaldıkça, 4 üncü evreye geçip artık evine götürün denilen safhaya geldikçe vücudunuzdaki diğer organlar ne kadar sağlıklı da olsa nafile. Önce bu tümörü temizlememiz, Atatürk çizgisindeki Türk milliyetçiliği anlayışımızla; alevisi sünnisi, türkü, kürdü, lazı, çerkezi yörüğü ile tek Türk bayrağı, tek türk dili, tek türk vatanı ve tek Türk milleti düsturumuzla kucaklaşıp acilen tarıma, hayvancılığa, üretime ve kuvvetler ayrımına dönmemiz gerekmektedir.
Türkiye bu sığınmacı ve kaçakları ülkelerine yollayamaz ise tarihinin en ağır felaketine sürüklenecektir.
Değerli arkadaşlarım Afyonkarahisar halkı kahramandır, kurtuluş savaşının ruhunu taşımaktadır. Köylümüz kentlimiz çok ruhu temiz insanlardır. Bizler Afyon il teşkilatı olarak önümüzdeki 8 ay içinde köy köy kapı kapı gezerek şuana kadar oyları satın alanların, taşımacılıkla zorla mitinglere getirenlerin, bizleri birkaç kuruşa muhtaç edip bize fakirliği ayetlerle öğütleyenlerin, beton ekonomisiyle cebini doldurup herkesi 10 yıllık faiz borcuna sokanların, Allah ile kandıranların, Yunan sevdalılarının, Afyondaki tarımı ve hayvancılığı bitirenlerin, sekayı kapatıp şeker fabrikasını satanların artık ülkeyi bir açmaza ve bir sona doğru sürüklediklerini, bizlere destekleme vermezken bu istilacı sığınmacılara 10 sene içinde 100 milyar dolar harcadığını ve artık Zafer partisinin geldiğini ve TÜRK DEVLETİNİ TÜRK MİLLETİNE GERİ VERECEĞİNİ anlatacağız.
4 bölge 4 deniz projesi ile, Anadolu kalesi projeleri ile en kısa zamanda eski refah sürecine döneceğimizi ve projelerimizin, 5 yıllık kalkınma planlarımızın hazır olduğunu, kadromuzun profesyonel olduğunu anlatacağız.Tam 10 mayısta 5 kişi ile başladığımız bu kuvay-i milliye hareketi şimdi tam da Yunan askerlerinin denize döküldüğü 9 eylülde 250 kişilik bir aileye, artık korkmadan konuşabilen tüzel bir partiye dönüşüyor. Sizlerin böylesi korku filmi yaşatıldığı bir dönemde bu teşkilatın içinde olmasını tarih ileride mutlaka anacaktır. Hepinize tekrar teşekkür ediyorum.
Değerli arkadaşlarım askerlikte bir söz vardır: ” İyi komutan yoktur iyi karargah vardır.” Sizlerin gücü, desteği, çalışması ile Afyon il teşkilatı göreceksiniz ki şehirde büyük ses getirecek. Asıl mücadelemiz ve çalışmalarımız şimdi başlıyor.
Bizler istilacıların gitmesi için, çocuklarımızın sınıflarda rahat okuması, gençlerimizin iş bulması, kadınlarımızın gece korkmadan sokakta yürüyebilmesi, devlet içinde devlet kurulmaması için gece gündüz çalışacağız.
Bu seçimin yükselen partisinin Zafer Partisi olduğunu göreceksiniz. Ve göreceksiniz ki Zafer partisi il teşkilatında diğer partilerde olan çekişmeler, koltuk ve makam kavgaları, maddi usulsüzlükler asla olmayacak. Herkesin fikrini özgürce söylediği, birbirine saygılı, daha iyisi geldiğinde ona destek olduğu, dedikodu yerine sahada sürekli icraat içinde olduğu bir teşkilat olacağız. Bizler siyasetin nasıl tertemiz yapıldığını, konunun siyaset değil artık ölüm kalım savaşı olduğunu dosta düşmana göstereceğiz. Bizler para ile değil orantısız zeka ile, akılla, proje ile siyaset yapacağız. Ve bu sayede göreceksiniz ki bize diğer partlilerden de, hiç siyaset yapmamış ve “ Yeter artık ben de bu davada olmalıyım” diyen yeni ve donanımlı insanlar da akın akın gelecektir.
Şu anda arkasında hiçbir finansal desteği olmayan Zafer partisi herkesin konuştuğu bir parti haline geldiyse bu siz değerli teşkilat üyelerimiz sayesindedir.
Değerli arkadaşlarım son olarak diyorum ki; Zafer Partisinin amacı; Büyük Türk Milletinin bütün mensuplarını, zengin, özgür, güvenli ve sosyal adaleti benimsemiş, geleceğe güvenle bakan bir Türkiye’de yaşatabilmektir.
Zafer Partisi, Türkiye’yi Atatürk çizgisinde Türk Milliyetçiliğini benimseyen kadroların öncülüğünde bu çöküş sürecinden çıkarmak ve yeni ZAFERLERE ulaştırmak amacı ile kurulmuştur.
Siz değerli arkadaşlarımın bu yolda Kuvay-i milliye ruhuyla hiçbir siyasi beklenti içinde olmadan, hiçbir maddi menfaat gütmeden değerli halkımıza gerçekleri anlatacağına ve siyaset değil bir beka savaşı yapacağınıza inancım tamdır".
Ne mutlu Türküm diyene.!