CHP Afyonkarahisar eski İl Başkanı Dr. M. Kemal Demirkırkan'ın Basın Açıklaması:
"Afyonkarahisar Belediye Başkanı sayın Zeybek'in Lise öğrencilerine verdiği konferansta “Şuhut Kayabelen köyünde petrol bulunduğu ve Lozan Anlaşması gereği bulunan petrolün çıkartılamadığı, 2023 yılından sonra çıkartabileceğimiz" yönündeki konuşması hakkında CİMER'e başvurduğumu, 16.12.2021 tarihinde basın mensuplarına attığım mesaj ve sosyal medya hesaplarımdan duyurmuş ve gelen cevabı da sizlerle paylaşacağımı belirtmiştim. CİMER’den gelen yanıt sonrası bu toplantıyı düzenledim.
Basın açıklamamızın iki temel ögesi var.
Birincisi, Sayın Zeybek'in yaptığı yalan yanlış açıklamalar,
İkincisi, CİMER'in tutumu.
Dilekçeyle CİMER’e başvuru yaptığım tarihte, Çay ilçemizden Candar Can isimli arkadaşımız da çok benzer cümlelerle CİMER'e başvurarak doğru bilgi istemiş.
Benim başvurum 16.12.2021 tarihinde 09.28 de,
Candar arkadaşımız ise aynı gün 22.22 de başvurusunu yapmış. Candar'a 28.12.2021 tarihinde çok detaylı olarak cevap verilirken, şahsıma 4.1.2022 tarihinde yani 8 gün sora 1 satır olarak cevap verilmiştir.
Şimdi soruyorum.
Digital olarak başvuru yaptığımıza göre benim başvuruma daha önce cevap verilmesi gerekmez mi?
Neredeyse aynı cümlelerle yazılmış ve maddelendirilmiş dilekçelerden birine yarım sayfa yanıt verilirken, diğerine 1 satırla yanıt veriliyor. Adeta geçiştiriliyor. Neden ayrımcılık yapılıyor?
Anlattığım kronoji ve verilen cevabın kifayetsizliği göz önüne alındığında size de, sanki birileri bu işe el atmış gibi gelmiyor mu?
Biz bu ülkenin eşit vatandaşları değil miyiz?
Devletin kurumları kişilere farklı davranabilir mi?
CHP üyesi olmayan bir kişiye verilen cevapla CHP üyesi birine verilen cevap neden farklı?
CHP üyesi olmak, il başkanlığı yapmak, siyasetin içinde bir muhalif duruş sergilemek bize doğru düzgün cevap verilmesine engel mi?
Yoksa cevaplar bizden saklanıyor mu?
TEVBE ETSİN, ÖZÜR DİLESİN
Öncelikle şunu belirtmeliyim konunun muhatabı Zeybek’in açıklamalarının tamamını yalanlamıştır.Yalan, kasıtlı olarak uydurulmuş, gerçekle ilgisi olmayan sözlerle başkasını bilerek aldatmaktır.
Yalanı söyleyen kim. Şehremini.
Şehrimizi emanet ettiğimiz, güvendiğimiz kimse.
Yalan söylüyor. Neden? Herhalde oy için. 2023 seçimlerine umud aşılamak için.Yalan söylemek, dinimizce en büyük ve en tehlikeli günahlardan biridir.
Yalan ahlaken de kabul edilemez.
Belediye başkanımız bilerek ve isteyerek yalan söylüyorsa vay halimize. Eğer bilmeden konuşuyorsa bu daha da tehlikeli bir durum.
Sayın Zeybek kendisi açısından günahlarından arınmak için önce Tevbe etmeli
Başkanlığını yaptığı toplumdan, Afyonkarahisar halkından bir an önce özür dilemeli.
Son olarak katıldığı toplantıda yalan yanlış bilgilerle öğrencilerimizi yanlış yönlendirdiği, onların kafalarını gerçek olmayan bilgilerle doldurduğu için o okula gitmeli, yaptığı yanlışı düzeltmelidir. Eğer bilerek yalan söylemediyse doğrusunu öğrenmeli, öğrencilerin karşısına çıkmalı, “ben sizlere yanlış bilgiler vermişim, doğrusu budur” demelidir. Eğer sayın başkan bunu yapmazsa bu sözlerin art niyetli olduğu ortaya çıkar. Okul yöneticilerini de bu konuda göreve davet ediyorum. Okul idarecilerimiz öğrencilerin karşısına çıkartacakları kişileri daha özenle seçmelidir.
Öğrencilerinin kafasındaki yanlış bilgileri bir an önce düzeltmelidir. Bu çocuklara uydurulmuş tarih değil, gerçekler öğretilmelidir.
Eğer başkan gitmezse, biz seve seve gider Lozan'ı da, Kurtuluş Savaşını da, ülkemizin zenginliklerini de anlatırız."Dinar Gündem Gazetesi
"Afyonkarahisar Belediye Başkanı sayın Zeybek'in Lise öğrencilerine verdiği konferansta “Şuhut Kayabelen köyünde petrol bulunduğu ve Lozan Anlaşması gereği bulunan petrolün çıkartılamadığı, 2023 yılından sonra çıkartabileceğimiz" yönündeki konuşması hakkında CİMER'e başvurduğumu, 16.12.2021 tarihinde basın mensuplarına attığım mesaj ve sosyal medya hesaplarımdan duyurmuş ve gelen cevabı da sizlerle paylaşacağımı belirtmiştim. CİMER’den gelen yanıt sonrası bu toplantıyı düzenledim.
Basın açıklamamızın iki temel ögesi var.
Birincisi, Sayın Zeybek'in yaptığı yalan yanlış açıklamalar,
İkincisi, CİMER'in tutumu.
Dilekçeyle CİMER’e başvuru yaptığım tarihte, Çay ilçemizden Candar Can isimli arkadaşımız da çok benzer cümlelerle CİMER'e başvurarak doğru bilgi istemiş.
Benim başvurum 16.12.2021 tarihinde 09.28 de,
Candar arkadaşımız ise aynı gün 22.22 de başvurusunu yapmış. Candar'a 28.12.2021 tarihinde çok detaylı olarak cevap verilirken, şahsıma 4.1.2022 tarihinde yani 8 gün sora 1 satır olarak cevap verilmiştir.
Şimdi soruyorum.
Digital olarak başvuru yaptığımıza göre benim başvuruma daha önce cevap verilmesi gerekmez mi?
Neredeyse aynı cümlelerle yazılmış ve maddelendirilmiş dilekçelerden birine yarım sayfa yanıt verilirken, diğerine 1 satırla yanıt veriliyor. Adeta geçiştiriliyor. Neden ayrımcılık yapılıyor?
Anlattığım kronoji ve verilen cevabın kifayetsizliği göz önüne alındığında size de, sanki birileri bu işe el atmış gibi gelmiyor mu?
Biz bu ülkenin eşit vatandaşları değil miyiz?
Devletin kurumları kişilere farklı davranabilir mi?
CHP üyesi olmayan bir kişiye verilen cevapla CHP üyesi birine verilen cevap neden farklı?
CHP üyesi olmak, il başkanlığı yapmak, siyasetin içinde bir muhalif duruş sergilemek bize doğru düzgün cevap verilmesine engel mi?
Yoksa cevaplar bizden saklanıyor mu?
TEVBE ETSİN, ÖZÜR DİLESİN
Öncelikle şunu belirtmeliyim konunun muhatabı Zeybek’in açıklamalarının tamamını yalanlamıştır.Yalan, kasıtlı olarak uydurulmuş, gerçekle ilgisi olmayan sözlerle başkasını bilerek aldatmaktır.
Yalanı söyleyen kim. Şehremini.
Şehrimizi emanet ettiğimiz, güvendiğimiz kimse.
Yalan söylüyor. Neden? Herhalde oy için. 2023 seçimlerine umud aşılamak için.Yalan söylemek, dinimizce en büyük ve en tehlikeli günahlardan biridir.
Yalan ahlaken de kabul edilemez.
Belediye başkanımız bilerek ve isteyerek yalan söylüyorsa vay halimize. Eğer bilmeden konuşuyorsa bu daha da tehlikeli bir durum.
Sayın Zeybek kendisi açısından günahlarından arınmak için önce Tevbe etmeli
Başkanlığını yaptığı toplumdan, Afyonkarahisar halkından bir an önce özür dilemeli.
Son olarak katıldığı toplantıda yalan yanlış bilgilerle öğrencilerimizi yanlış yönlendirdiği, onların kafalarını gerçek olmayan bilgilerle doldurduğu için o okula gitmeli, yaptığı yanlışı düzeltmelidir. Eğer bilerek yalan söylemediyse doğrusunu öğrenmeli, öğrencilerin karşısına çıkmalı, “ben sizlere yanlış bilgiler vermişim, doğrusu budur” demelidir. Eğer sayın başkan bunu yapmazsa bu sözlerin art niyetli olduğu ortaya çıkar. Okul yöneticilerini de bu konuda göreve davet ediyorum. Okul idarecilerimiz öğrencilerin karşısına çıkartacakları kişileri daha özenle seçmelidir.
Öğrencilerinin kafasındaki yanlış bilgileri bir an önce düzeltmelidir. Bu çocuklara uydurulmuş tarih değil, gerçekler öğretilmelidir.
Eğer başkan gitmezse, biz seve seve gider Lozan'ı da, Kurtuluş Savaşını da, ülkemizin zenginliklerini de anlatırız."Dinar Gündem Gazetesi