Gün FM’de yayınlanan Basın Odası programında geçtiğimiz hafta Konya’da meydana gelen deprem özelinde deprem gerçeği masaya yatırıldı.
Gazeteci İsmail Akar’ın hazırlayıp sunduğu Basın Odası programına Gazeteciler Ahmet Tunca ve Polat Yılmaz katıldı. “Depremde hesap değil can önemli”Geçtiğimiz hafta Konya Meram’da 5.1 şiddetinde meydana gelen deprem Sülün beldemizde ise 3.1 hissedildiğini anımsatan Gazeteci İsmail Akar, “Meydana gelen depremlerin ardından Afyon Kocatepe Üniversitesi Deprem Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Çağlar Özkaymak, Afyonkarahisar ile Konya arasında çok sayıda diri fayın yer aldığına dikkat çekerek bölgemizde 6.8 büyüklüğüne kadar depremlerin meydana gelebileceğini ve deprem gerçeğine karşı hazırlıklı olmamız gerektiğini açıkladı. İlimizde geçtiğimiz aylarda kentsel dönüşüm yeniden gündeme geldi ancak bir sonuç çıkmadı. Taraflar ayak diretti bunu görünce devlet ve belediye bunu askıya aldı. Bu konuyu savsaklamamak ve bir an önce çözüme kavuşturmak zorundayız.Çünkü yapılan ve yapılacak olan hiçbir hesap insan canından önce değildir, olamaz. Hem ilimiz hem de ülkemizde birçok il deprem gerçeğiyle yüz yüze” diye konuştu. “Devletin görevi sorunu çözmek ve uzlaşı sağlamaktır”Kentsel dönüşümde vatandaş ile devletin kavga ettiğini söyleyen Gazeteci Polat Yılmaz, “Yetkililer ilimizde kentsel dönüşümde sonuç çıkmayınca gerekirse vazgeçebileceklerini açıklamışlardı. Devletin görevi sorunu çözmek ve uzlaşı sağlamaktır. En son Konya depremiyle deprem gerçeği bir kez daha kapımıza dayandı. Deprem ülkemizin gerçeğidir. Bu gerçeğe karşı hazırlıklı olmalıyız. Geçenlerde bir mimar fotoğrafçılık yapmak üzere bir tanıdığımın iş yerine müracaat etti. Bu gencimiz ne iş olsa yaparım diyor. Bu memlekette deprem gerçeğine karşı mimarlar, inşaat mühendisleri işsiz geziyor. Bir adım atılmıyor. Bence Suriyelilere verilen paranın yarısını depreme karşı dayanıklı ev yapmak isteyenlere düşük faizle kredi olarak verebilirler. Ve artık mimarlarımız fotoğrafçılık ya da başka işler yapmak zorunda kalmasın. Bu sorunlar acilen çözülmelidir” dedi. “Acilen tedbir alınmalı”İstanbul’un dünyanın en büyük şehirlerinden biri olduğunu belirten Gazeteci Ahmet Tunca, “İstanbul’da 20 milyon insan yaşıyor ve nüfus sürekli artmaya devam ediyor. Ülkemiz nüfusunun dörtte biri, sanayisinin üçte biri İstanbul’da. Ülkemiz enerjisinin büyük bölümünü oraya yatırdı. Bunun için İstanbul başta olmak üzere depreme karşı tüm yerleşim yerlerinde acilen tedbirler almalıyız. Ülkemizde 1999 yılında meydana gelen Marmara depreminden sonra bir takım tedbirler alındı. Ama sonrasında deprem unutuldu ve tedbirlerin devamı gelmedi. Afyon’da yapılaşma için sağlam diyebiliriz. Ama zemini düşünmüyoruz. Dinar ve sonrasında yaşanan Çay/Sultandağı depremlerinden yaşananlar ve kaybedilen can ve mal kaydı hala hafızamızda yer alıyor. Bir de şu sıralarda ülkemizde evlerde yaşanan ekonomik sıkıntılar nedeniyle sosyal bir deprem yaşanıyor. İnsanlar çok bunaldı. Hem depreme hem de sosyal depreme karşı tedbirli olmalı ve çözümler bulmalıyız” diye konuştu.
Gazeteci İsmail Akar’ın hazırlayıp sunduğu Basın Odası programına Gazeteciler Ahmet Tunca ve Polat Yılmaz katıldı. “Depremde hesap değil can önemli”Geçtiğimiz hafta Konya Meram’da 5.1 şiddetinde meydana gelen deprem Sülün beldemizde ise 3.1 hissedildiğini anımsatan Gazeteci İsmail Akar, “Meydana gelen depremlerin ardından Afyon Kocatepe Üniversitesi Deprem Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Çağlar Özkaymak, Afyonkarahisar ile Konya arasında çok sayıda diri fayın yer aldığına dikkat çekerek bölgemizde 6.8 büyüklüğüne kadar depremlerin meydana gelebileceğini ve deprem gerçeğine karşı hazırlıklı olmamız gerektiğini açıkladı. İlimizde geçtiğimiz aylarda kentsel dönüşüm yeniden gündeme geldi ancak bir sonuç çıkmadı. Taraflar ayak diretti bunu görünce devlet ve belediye bunu askıya aldı. Bu konuyu savsaklamamak ve bir an önce çözüme kavuşturmak zorundayız.Çünkü yapılan ve yapılacak olan hiçbir hesap insan canından önce değildir, olamaz. Hem ilimiz hem de ülkemizde birçok il deprem gerçeğiyle yüz yüze” diye konuştu. “Devletin görevi sorunu çözmek ve uzlaşı sağlamaktır”Kentsel dönüşümde vatandaş ile devletin kavga ettiğini söyleyen Gazeteci Polat Yılmaz, “Yetkililer ilimizde kentsel dönüşümde sonuç çıkmayınca gerekirse vazgeçebileceklerini açıklamışlardı. Devletin görevi sorunu çözmek ve uzlaşı sağlamaktır. En son Konya depremiyle deprem gerçeği bir kez daha kapımıza dayandı. Deprem ülkemizin gerçeğidir. Bu gerçeğe karşı hazırlıklı olmalıyız. Geçenlerde bir mimar fotoğrafçılık yapmak üzere bir tanıdığımın iş yerine müracaat etti. Bu gencimiz ne iş olsa yaparım diyor. Bu memlekette deprem gerçeğine karşı mimarlar, inşaat mühendisleri işsiz geziyor. Bir adım atılmıyor. Bence Suriyelilere verilen paranın yarısını depreme karşı dayanıklı ev yapmak isteyenlere düşük faizle kredi olarak verebilirler. Ve artık mimarlarımız fotoğrafçılık ya da başka işler yapmak zorunda kalmasın. Bu sorunlar acilen çözülmelidir” dedi. “Acilen tedbir alınmalı”İstanbul’un dünyanın en büyük şehirlerinden biri olduğunu belirten Gazeteci Ahmet Tunca, “İstanbul’da 20 milyon insan yaşıyor ve nüfus sürekli artmaya devam ediyor. Ülkemiz nüfusunun dörtte biri, sanayisinin üçte biri İstanbul’da. Ülkemiz enerjisinin büyük bölümünü oraya yatırdı. Bunun için İstanbul başta olmak üzere depreme karşı tüm yerleşim yerlerinde acilen tedbirler almalıyız. Ülkemizde 1999 yılında meydana gelen Marmara depreminden sonra bir takım tedbirler alındı. Ama sonrasında deprem unutuldu ve tedbirlerin devamı gelmedi. Afyon’da yapılaşma için sağlam diyebiliriz. Ama zemini düşünmüyoruz. Dinar ve sonrasında yaşanan Çay/Sultandağı depremlerinden yaşananlar ve kaybedilen can ve mal kaydı hala hafızamızda yer alıyor. Bir de şu sıralarda ülkemizde evlerde yaşanan ekonomik sıkıntılar nedeniyle sosyal bir deprem yaşanıyor. İnsanlar çok bunaldı. Hem depreme hem de sosyal depreme karşı tedbirli olmalı ve çözümler bulmalıyız” diye konuştu.