Önceki gün İmaret karşısında iç çamaşırı satan küçük esnafın işyerine girdim.
Çorap ve iç çamaşırı alacağım. Haziran da 7 lira olan aynı çorap 10 lira.8 lira olan atlet 12 lira olmuş. Yüzümdeki şaşkınlığı anlayan esnaf ’ Abim inan dolardan dolayı fiyatlar uçuyor. Bizimde yapacağımız bir şey yok aslında. Bu malı sattık. Yerine sattığımız fiyattan koymamız bile mümkün değil. Sen ikisine 20 lira ver yeter’ diyordu.
Dolar 6.5 oldu ya şimdi iğneden ipliğe her tüketim mallarının artığını görüyoruz.
Dolar artışından bir avuç zengin servetine servet katıyor.
Yurt dışı mal ve hizmetleri değerleniyor. Bizim mal ve hizmetlerimiz gün geçtikçe eriyor.
Bu gün yaşananları aylar öncesinde görmüştük.
HESAPSIZ YATIRIMLAR
Ülkeye dış sermaye akışı yağdığı dönemlerde yapılan yanlış yatırım ve iç piyasada yandaş zengin edilme anlayışı bu günkü tabloyu karşımıza çıkardı.
Bakın hemen yanı başımızda Zafer Havaalanı bu konuda en canlı örnek.
50 milyon Euro'ya mal olan havalimanında işletme süresince firmaya yap-işlet sisteminden dolayı 190 milyon Euro ödeme olacak. Yolcu olsun olmasın bu ödeme garanti edildi. Firma 9 yılda harcadığı parayı geri alıyor. Kalan 25 yıl havadan para kazanmış oluyor.Bu havaalanı yüzde 10 kapasite ile çalıştığını ekleyelim.
Bu para kimin cebinden çıkıyor. Bizlerin.
466 milyar dolar borç böyle oluşuyor. Hesapsız kitapsız ve ön görüsüz yapılan yatırım. Ve yandaşı zengin etme bakışı.
Şimdi diyeceksiniz ki bu havaalanı olmayacak mıydı?
Tabii ki olsun ama ihtiyaç varsa olsun. Yolcu kapasiteli yeterli olup olmadığı fizibilibite edilip olması lazımdı. Mevcut askeri havaalanı Afyon’a yeterdi.
Hiç bir tüccar yüzde 90 zarar edecek bir yatırıma girer mi?
Devlet olunca giriyor işte.
SURİYELİ GERÇEĞİ
Yine çok güncel bir örnek Suriyeli mülteci konusu var.
3 milyon 600 bin Suriyeli var ülkemizde.
30 milyon dolar üzerine para harcadık bunlara.
300 bin kişiyi tam pansiyon halinde beleş besliyoruz.
Bunlar boş durmuyor.250 bin doğum oldu.
Diğer ülkeler bu mültecilere kapıları kapattı. İhale bize kaldı.
Yine diyeceksiniz ki. Aç açıkta mı kalsın Ne yapacaktık?
Suriye konusunda başında yanlış bir yol izlendi. Dünya ve Avrupa ülkeleri ile bu mülteci sorununu paylaşabilirdik. Tüm yükü üzerime almak yerine.
Son olarak yanlış yatırımlardan bir örnek daha vereyim.
ÜLKEMİZDE 330 BİN MÜTEAHHİT OLMUŞ
Bize o dönemlerde gelen sıcak para inşaata gitti. Ülkemizde önüne gelen müteahhit oldu. Türkiye de 330 bin müteahhit var.Almanya da bu sayı sadece 3 bin.
En karlı vergisiz algısız para yap sat işinde vardı. Mesela Afyonkarahisar’a baktığımızda her yer inşaat ve müteahhit doldu. Çevrenizde bakın örneğin arsa payı dahil 300/400 bine mal olan daireler 500 bin liraya satılıyor. Şimdi bu müteahhitler ülkedeki krizi görünce devletten yüzde 8 civarı destek istemeye başladı.
Şimdi dolar karşısında yüzde 43 civarında Türk lirası eridi. Üç yıl önce dolar 2.60 liraydı. Bugün yazıyı yazdığımızda 6.60 TL ye dayandı.
Bu yükü kim çeker. Dar ve sabit gelirli çeker.
Şöyle anlatayım emeklisiniz şu an aldığınız emekli maaşı 200 dolardır.Asgari ücretle çalışıyorsanız bu 250 dolar demektir.
Üç yıl önce emekli 400 dolar asgari ücretli 450 dolar alıyordu.
Emekli ve asgari ücretlinin sonrasından 200 dolar ve 250 dolar kaşla göz arasında uçup gitti.
Memur içinde aynı.Yukarıda yazının başında verdiğimiz örnekte olduğu gibi küçük esnaf içinde aynı durum söz konusu.
Fakat bu krizden servetine servet katan bir avuç azınlık var bu ülkede.
İşte emperyalizmin gerçek yüzü budur.
Bu sistemde böylesi krizlerde en fazla bedeli emekçiler öder.
ÇÖZÜM NE OLMALI
Sonuçta global ekonomi içinde olan bir ülkeyiz.466 milyar dolar borç içindeyiz.Bu krizden çıkmak için önce daha özgür daha demokrat bir ülke olmak zorundayız.Basını ile bireysel haklar ile daha demokrat bir ülke.
Sermaye önceliği kar yapmaktır. Fakat kar yaparken güven ve güvencede ister.
Bilgi teknoloji ve iletişim alanında çalışmalara ve yatırımlara ağırlık verilmeli.
Eğitim yeniden ele alınmalı ve kısa ,orta ve uzun vadeli programlarla daha iyi yetişmiş insan gücüne ulaşmalıyız.
Görevlendirmede cemaat eş dost yakınlık yerine liyakat esas alınmalıdır.
Dış dünyadaki dengeleri iyi analiz etmek lazım.Yapılan bir hatadan dolayı ülkemiz yıllarca fatura ödenmesine yol açıyor.
En önemlisi de daha çok yatırım,daha çok çalışmak ve daha çok üretim sağlamak gerekiyor.Bu arada devletin mutlaka tasarrufa gitmesi lazım.Vatandaş sıkıntı yaşarken devletin har vurup harman savurması olmaz.
Bizim halkımız var…
Bizim Allahımız var…
Tamam
Ancak toplum olarak kriz gerçeğini görüp birlik,beraberlik ve dayanışma içinde bu krizden çıkmak zorundayız.
Mutlu ve aydınlık yarınlara…