Öncelikle Basın Mensupları siyasetin değil, Devletimizin çıkarlarını korumak, Kamu menfaati gözeterek, devletin görmeyen gözü, kulağı ve dili olamak zorundadır.
Bir kurumun adını bazı insanlar ağzına, diline, orasına, burasına almadan önce; Kurum hakkında teknolojiyi kullanarak bilgi edinmesi gerekmektedir. Söz Konusu olan kurum ise Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı olunca, daha bir ince yaklaşım sergilemeli ve "o" kurumun BASIN'ı ve Cumhurbaşkanlığını temsil ettiğini unutmamak gerekir.
Öncelikle Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı görev ve yetkileri nelerdir..??
Görevleri; ülkenin dış tanıtım faaliyetlerini yönlendirmek, devletin tanıtımını yönetmektir. "Türkiye markasını güçlendirmek" hedefiyle yola çıkan İletişim Başkanlığı, kamu adına Türkiye'nin hem ulusal hem uluslararası düzeyde nitelikli temsilini üstlenmekte, bu doğrultuda çalışmalarını yürütmektedir.
Aynı zamanda; Devletin tanıtma siyasetinin ve tanıtma ile ilgili alanlarda Cumhurbaşkanınca belirlenecek stratejilerin tespitine yardımcı olmak.
Stratejik iletişim ve kriz yönetimine ilişkin politikaları belirlemek, bu kapsamda ulusal ve uluslararası alanda yürütülecek faaliyetlerde tüm kamu kurum ve kuruluşları arasında koordinasyonu sağlamak. Tanıtma Fonuna ilişkin iş ve işlemleri yürütmek. Kamuoyunun ve ilgili makamların zamanında ve doğru bilgilerle aydınlatılması için gerekli bilgi akışını sağlamak ve bunların kamuoyu üzerindeki etkisinin belirlenmesine ait hizmetleri yapmak.
Evet kısaca Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığının görev ve yetki tanımı bu olsa'da, Bu görevleri ifa etmek için, Devletin Milli İstihbarat Servisi, Güvenlik Güçleri, Kamu adına üst düzey yetkililer ile ortak koordineli çalışıp, tüm kurumların işlevlerini yürütmelerinde fayda ve katkı sağlamak.
Neymiş abeeeyyyy;
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı ve Bünyesi, artık eski çamların bardak olduğunu, eski kurumların yeni konseptte deyiştiği ve geliştiği, Cumhurbaşkanımız, Canımız, Reisimiz ile daha "güçlü bir Türkiye için" can siperane çalışmakmış.
Gelelim Afyonkarahisar Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığının görev ve yetkilerine, sonra eleştirilere konu değerli Müdürümüze, Ablamız, Annemiz, Canımız olan İletişim Müdürü Münire Burcu'ya yapılan ağır eleştiriye;
Öncelikle daha önceleri Otogar olan, Polis Karakolu olan, Kadınlar Hamamı olan V.S , V.S Tüm resmi kurumların bünyesine alınmış bir Kültür varlığı olan Zafer Müzemiz, CHP Milletvekili Burcu Köksal'ın müzenin yeri CİMER'emi veriliyor iddiasına gelince;
Burası CHP'lilerin mekanı değil, Burası siyasete malzeme yapılacak yerde değil, o Kadar yapılacak, muhalefet edilecek yer varken, bunu mecliste gündeme getirmesi ne kadar doğru, bunu basında deyişik başlıklar altında abartmak ne kadar doğru?, tartışmak gerekir.
Daha önceden CHP Zihiyeti ile hamam olan, karakol olan, otogar olan Zafer Müzesi neden CİMER olmasın ki size soruyorum.??
Neden Cimer olmasın?, Neden bir Atatürk köşesi olmasın, neden insanların sıkıntılarını, dertlerini aktardığı bir devlet kurumu olmasın?, Neticede karılar hamamı olmuyor ki, Devletimiz bir kurumunu istediği yere taşır, amaç devlete ve millete hizmet etmek değilmi_=?, neden hizmet noktasında siyaseti eleştirenler şimdide kalmış ne cürretle DEVLETİ eleştirme hakkı bulurlar kendilerinde soruyorum..?
DEVLET BİZİM DEVLETİMİZ, MİLLET BİZİM MİLLETİMİZ, ATATÜRK CHP NİN DEĞİL BİZİM ATATÜRKÜMÜZ, ZAFER MÜZEZİ BİZİM MÜZEMİZ, KİMSENİN HADDİNE DEĞİL...
10 Kasım sabahı 09.05 bütün sirenler çaldı, bütün gözyaşları aktı, bütün herkes hazırda, sen hiç unutulmazsın çünkü sen Atatürk”sün… Eyyyyyyy ATAMMMMMM Senin üzerinden geçinip, senin adının altında, Seni siyasete malzeme yapan şerefsizler UTANSIN. Sen rahat uyu Atam; Recep Tayyip Erdoğan'lar, Gökmen Çiçek'ler, Münire Burcu'lar, Ahmet Uçmak'lar, daha ÖLMEDİ..