Avukatlık Yasası’nın değiştirilerek çoklu baro sistemine geçileceği ve ilgili düzenleme bugün veya yarın Meclis’e geliyor. Yeni düzenlemeye göre, barolar yine merkezde tek bir Barolar Birliği tarafından yönetilirken, büyük illerde çoklu barolar kurulabilecek.
Bu düzenlemedeki bir iki maddeye bakalım:
Yeni düzenlemede neler var
Avukat sayısı 5 bin olan illerde 2 bin avukat imzası ile 6 ay içinde yeni baro kurulacak.
Bu uygulama ile İstanbul da 5/6 İzmir ve Ankara da 2/3 baro ortaya çıkacak.
Yine tek bir Türkiye Barolar Birliği olacak ve barolar Ekim ayında seçim yapacak.
Ayrıca mesleğe yeni başlayan avukatlar 5 yıl süre içinde baro aidatlarının yarsını ödeyecek.
Öte yandan avukatların verdikleri bazı hizmetlerde KDV nin yüzde 8 e düştüğünü ve yeşil pasaporta sahip olacaklarını da ekleyelim.
Bu uygulamaya çok sayıda baro karşı çıkıyor.
Baroların elindeki gücün bölünmesinin savunmayı zaafa uğratacağını anlatıyor. Alanlara indiler dayak yediler ama hala seslerini duyurmak adına eylemlerine de devam ediyor.
Ve 78 baro başkanı imzası ile dün bir bildiri daha yayınladılar. Afyonkarahisar baro başkanı Turgay Şahin’in de imzaladığı bildiride özetle şu görüşlere yer verildi. ‘ Baroların bölünmesi, parçalanması, bağımsız savunma yerine siyasete ya da başka ortaklaşmalara dayalı, sesi kısık, cübbesi düğmeli topluluklar yaratacaktır. Cumhuriyet’in ve elbette yargının vazgeçilmez kurumları olan barolar da ‘çoklu baro’ kisvesi altında yıkıldığında, bu ülke üzerinde yaşayan ve adalete ihtiyaç duyan istisnasız herkes artık sessiz ve kimsesiz kalacaktır.
Afyon’da 65 kişiye 1 Avukat düşüyor
Konuyu biraz daha açmakta yarar var. Ancak önce bazı verileri sizlerle paylaşmak isterim.
Türkiye de TBB nin rakamlarına göre 147 bin avukat var
Son 10 yılda ülkemizdeki avukat sayısı ikiye katlandığını görüyoruz.
Almanya da avukat sayısı da 150 bin civarında.
Ülkemizde 700 kişiye bir avukat düşüyor. Avrupa ülkelerine baktığımızda kişi başına düşen avukat sayısına göre 3. Sıradayız.
Peki
Afyonkarahisar da durum ne?
İlimizde 65 kişiye bir avukat düşüyor 500’ü aşkın avukat var.
Çevre illerdeki kişi başına avukat sayısı:
Kütahya da 63 kişiye 1 avukat düşüyor.
Uşak 103,
Eskişehir 127
Isparta 91,
Konya 108
Denizli ise 118 kişiye bir avukat olarak sıralanıyor.
Peki bu rakamları neden verdik
Çevremize baktığımızda mutlaka hukuk okuyan veya bitiren veya da hedefinde hukuk okumak isteyen insanları görüyoruz. Bu mesleğe oldukça ilgi var Gün geçtikçe de bu ilgi artıyor Daha da önemlisi savunma hakkını elinde tutuyor avukatlar.
Avukatlar çoklu baroya neden karşı
Böylesine büyüyen ve büyümeye devam eden meslek örgütü olan barolar bir çok ilde muhalif.
Bu yüzden böl parçala yönet sistemi devreye giriyor. Sözü şimdi savunmaya bırakalım. Hukukçular çoklu baro hakkındaki çekincelerini şöyle dilendiriyor. Bu uygulama, baroları “siyasi bir araç” olarak kullanma arzusunun bir uzantısı olup, hak arayan kişilerin, örneğin şiddet gören bir kadının veya istismara uğrayan bir çocuğun, bağımsız avukata erişimini zorlaştıracak.
Ve devamla…
Kamu hukuku tüzel kişileri olan baroların üç temel görevi olduğunun altını çizen hukukçular Avukatların eğitimleri, avukatlarla yargının, avukatlarla müvekkillerinin ve avukatlarla avukatların ilişkilerinin düzenlenmesi; hukukun üstünlüğünün sağlanması ve hak arama özgürlüğünün temin edilmesi sekteye uğrar. Bölünmüş barolar, mali açıdan zorluklar yaşayacaklar. Eğitimleri karşılayamayacaklar. Üye kazanabilmek için de eğitimleri gereği gibi yapmayacaklar. Avukatlar da nerede kolay ruhsat alabiliyorlarsa oraya gidecekler. Bu da, eğitimin ciddiyeti ve kalitesini etkileyecek
Diğer ülkelerde baro sistemi nasıl işliyor ona bakalım.
Avrupa’da Almanya, Finlandiya, İsveç gibi birçok ülkede şehir başına tek baro uygulaması var ve barolara üye olmak zorunlu. Türkiye’nin uygulamayı planladığı sistem ise sadece Anglo-Sakson hukuk sisteminin geçerli olduğu İngiltere’de, ABD’nin bazı eyaletlerinde, Japonya’da ve dilsel farklılıklardan dolayı Belçika’da kısmi olarak uygulanıyor.
:Genel olarak çoklu baro sisteminin değerlendirilmesinde çıkan tek bir sonuç var.
Muhalif olan Türkiye Barolar Birliğinin gücünü azaltmak
Savunma kazanılmış haklarını savunuyor. Ama bence olumlu sonuç alamayacak gibi.
İşte asıl mesele burada yatıyor.
Bugün TBB ne yapılan zayıflatma hamlesi yarın yine muhalif olan Türk Tabipler Birliği TMMO veya TÜRMOB a gelebilir.
Her daim söylüyoruz Sivil Toplum Örgütleri demokrasinin bir göstergesidir.
Tıpkı basın gibi ne kadar özgür bağımsız olursa demokrasi de o denli büyür ve yeşerir.
Mutlu ve aydınlık yarınlara…