Değerli okuyucularımız herkese dua ve selam-la yazıma başlıyorum.Daha ne zamana kadar gözlerimizin şahit olduğu, ve yaşamlarımızda hak etmediğimiz, fakat bize reva görülen,kaldı-ramayacağımız bir yükün hayatlarımıza, ve umutlarımıza engel teşkil eden sorun ve sıkın-tılarımızı masaya yatırıp, hayali ve sözde sıçra-ma ve ilerleme masallarından sıyrılıp, gerçek sancılarımıza fiili ve somut adımlarla yaklaşa-bilme rayına gireceğiz?
Değerli okuyucularımız bir gerçeğimiz var ki, tarafsız ve vicdani bir pencereden baktığımız zaman, sorun ve sıkıntılarımız ülkenin ilerle- me ve genişleme süreç hızını geçerek, uluslara-sı arenada, ve ülkemizde işsizliğin, yüksek enf-lasyonun, eğitimin, iç ve dış ticaret açıklarının, hukuk ve adalette güven bunalımının, hergün biraz daha irtifa kaybettiğimiz gerçeğini, her ne kadar da, güçlü bir ülke konumunda olduğu-muz süsünü versekte, gerçekler şişirilmiş, ve sadece ağızlarda balon edilmiş sunni yükselme ve ilerleme masallarını, çürütmektedir.
Her tuğladan duvar olmaz, yaslanınca anlaşılır misali, insanları dinledikçe, sorun ve sıkıntıla-ra şahit oldukça, ne kadar büyük sorunlarla karşı karşıya kaldığımızı görmekteyiz.Diplo-malı yığılan işsiz üniversite gençlerimizden tu-tun, normal iş ve aş bulamayan vatandaşlarımı-za, vergi, kira, ve haksız rekabet mağaza zincir-leri istilasından, gözünü açamayan dar gelirli esnaflarımıza kadar, evlilik çağına gelmiş genç-lerimizin, işsizlik ve maddi olanaksızlıklardan dolayı evlenememelerine kadar, en önemlisi yarınlardan umutsuz bir gençlikle karşı karşı-ya kalmaktayız.
Günümüzün vebası olan kovid-19 virüsü bile, bugün yaşadığımız iş, aş, ve ekmek kavgası mü-cadelesinde geride kaldığını söyleyebiliriz. Ebu Zer El Gıfarinin değişiyle, ne zaman yok-sulluk bir kapıdan içeri girerse, din başka bir kapıdan dışarı çıkıp gider, sözü bizlere işin vehametini arz etmektedir.
Şimdi soruyorum,? Doğru ve yaşanan gerçekle-rin, dile getirilip, sorun ve sıkıntıların çözümü noktasında ortak bir mücadele verilip,asgari bir seviyeye indirgemek çok mu zor? Ama ne garipdir ki, bizde sadece söz verilip, fakat uygulama ve faaliyetler, rafa kaldırılıp, sade lafla kalması, geleneğini adet edinerek, sözde bir göz boyama modunda olduğumuzu unut-mayalım.
Yıllarca sadece ağızlarda dillendirilen, gerçek yaşamlarımızda üstü örtülen, başka bir değişle halı altına süpürülen sorun ve gerçeklerimiz, bugün büyük bir birikim ve enkazla karşımıza çıkmaktadır.Her ne kadar ilerliyor, ve yükseli-şe geçiyor masalına kendimizi inandırmaya kalksakta, zamanında atılmayan adım ve ön-lemler için, şimdi yüz adım atmak zorunda ka-lıyoruz.İlerlememiz, ve ivme kazanmamız, biriken sorun ve sıkıntıların hızına yetişemedi-ği için geride kalıp, sadece sözle şişirilmiş bir ülke konumuna gelmekteyiz.
Saygı ve sevgilerimle