Doğal afetler tüm ülkelerde yaşanmakta. Dünya genelindeki doğal afetler ele alınınca, 31 çeşit doğal afetin 28 tanesini meteorolojik afetlerin oluşturduğu görülür. Doğal afetlerin çeşitleri ve önem sıraları ülkeden ülkeye de değişmekte olup. Bu hayatta hep bir şeyleri bekleyerek yaşıyoruz.
Güzel günlerin hayalini düşlüyoruz. İçinde bulunduğumuz doğanın güzelliğinin farkına varamadan, hayatın ve doğanın bizlere ne gibi sürprizler sunacağını hiç birimiz bilememekteyiz. Olaylar olmadan kıymet bilmiyoruz.
Doğaya ne kadar zarar verirsek o kadar geri dönüşü bize afet şeklinde olacak. Bunu hala anlamış değiliz. Fakat hepimizin bildiği yaşadığı bu günlerde tüm dünyayı etkisi altına alan hava olayları, havaların ani ısınması, soğuması, yağmur, sel, fırtına, hortum hepsini aynı anda yaşamaya başladığımız, şaşkınlıkla izlediğimiz doğa olaylarına şahit oluyoruz Doğal afetlerin kimisini insanlar kendileri tetiklerken kimisi de elimizde olmayan takdiri ilahi olan afetlerdir.
Önleyeceğimiz afetler kazalar çevreye yaptığımız atıklarla verilen zararlar gibi olaylar dikkat edildiği sürece önlenebilir. Ama birçok afeti önlememiz pekte elimizde değil. Antalya'daki hortum felaketinde, annesiyle bulunduğu aracın sürüklendiği derede kaybolan üniversite öğrencisi Kader Buse Acar hala kayıp. Elimizde olmayan kimsenin bir şey yapamadığı büyük bir acı… Bu sel felaketleri geçtiğimiz günlerde Trabzon ve diğer şehirlerde de kayıplara mal oldu.
Önlememiz imkânsız olan afetleri en az hasarla atlatmak elimizde ama. Buda betonlaşmaya dur diyerek. Daha çok ağaç dikerek ve suyumuzu dikkatli kullanarak afetlerden dünyamızı koruyabiliriz. Unutmayalım doğaya yapacağımız her güzel hareket dönüp dolaşıp bize gelecek. Uzmanların açıklamalarına göre küresel ısınma deniz suyu sıcaklıklarını ısıttı ve tüm dünyada önceden tahmin edilemeyen hava olaylarını etkisi altına alıyor. Bu yaz günlerinde pek çok ülkenin yaşadığı sıkıntıları bizlerde yaşamaya başladık. Sıcaklıktan bunalırken bir anda yağmur, fırtına, sel ve hortuma kapılabiliyoruz. Sıcaklık arttıkça sel baskınları çoğalıyor.
Geçtiğimiz aylarda meteoroloji yetkilileri tarafından yapılan açıklamada;10 yılda bir görülen kuvvetli fırtınaların 10 yılda 2’ye,3’e çıkacağı belirtiliyor. Ülkemizin dört bir köşesinin bu fırtına ve olumsuz hava koşullarından etkileneceği belirtiliyor. Sıcaklıkların artmasıyla suyun buharlaşması kutuplarda erimeyle birlikte yağış miktarını da artırıyor. Bazı bölgeler az bazı bölgeler çok yağmur alıyor. Hal böyle olunca yağışlarda kısa süreli sel ve su baskınlarına sebep olurken hortumlar oluşuyor.
Bazı bölgelerde ise kuraklık oluşuyor. İklim bilimcilerin gelecek yıllarımız için açıkladıkları karamsar tablo tüm insanları önlem almaya yönlendiriyor. Yaşanılabilir bir gelecek için hep birlikte tedbirimizi almalıyız. Bu yüzden biz insanoğlu ve diğer her türlü yaşamın devamı olumsuz yönde etkileyecek olan faktörlerin önüne geçmemiz gerektiği bilincine erişmemiz gerekmektedir.
Doğaya zarar veren en büyük faktör biz insanlarız. Ve tek doğaya zarar veren canlılarız. Bunu da ormanlara, yeşilliklere kıyılarak, yakılarak, yerlerine yerleşim birimlerin oluşturulması, modern hayatın rahatlığı, teknolojinin ilerlemesiyle birlikte her evde üçer, beşer klimanın oluşu, kalorifer kazanları, petrol gazları, araçlar, buzdolapları, deodorantları, kimyasal maddeler, fabrikalar, Volkanik patlamalar sonucu oluşan dumanların havaya karışması sonucu doğa olayları ve biyolojik olaylar oluşmaktadır. Orman yangınların önüne geçerek, Yeni ağaçlar dikerek.
Fabrika bacalarına tabi ki kanunlar kapsamında daha dikkatli olunması çeşitli süzgeçler takarak etrafı kirletmesini bir nebzede olsa azalmasını sağlamak bizlerin elinde. Unutmayalım ki doğanın bize değil, bizim doğaya ihtiyacımız var. Her aldığımız önlem bize doğadan olumlu bir dönüş olacaktır. O halde küçük büyük demeden önlemler almaya başlayalım. En azından bir yıldız kurtulmuş olur… Biz doğayı sevelim, o zaten bizi sever… Afetler uzak oksijeniniz bol olsun…
Güldane Kaya