İnsanoğlu ne gariptir ki gerçek nefes alıp ver- diğimiz, havasını soluduğumuz dünyayı, sahte ilişkiler, sahte duygular, sahte siyaset, sahte akrabalık ve dostluklar, kısacası sosyal yaşa- mın işsevselliğini kuşatan yaşantımızı rehin al- dı.Daha doğrusu günümüzün bir modası hali- ne geldi. Tertemiz olan dünyamızı, bize ve özümü- ze yakışmayan hal ve hareket ve duygularımı- zın amaç dışı hurafeleriyle maalesef kirlettik. Tabiki sahte İlişkiler üzerine bina edilmiş bir toplum, ve insanlıktan ne beklenebilir.Biz, biz olmadığımız için bugün bu yaşanan musibetle- re mahruz kaldık. Zaman nasıl ki hayatlarımızdan çaldıysa, meğer bizlerde birbirimizin hayat yaşantıların- dan çalan bir toplum, bir millet haline geldik. Birbirimize selam verdik, hal hatır sorduk, tica- ret yaptık, ailemiz, kardeşliğimiz, saf bir niyet- ten ziyade, nemalanma, bir beklenti ve men- faatler üzerine kurulu bir düzeyde vuku buldu. Öyle bir hale geldik ki, çıkarlarımız ve istek- lerimiz, bizi ahlak ve değerlerimizden uzaklaş- tırdı.Yeri geldi doğruya yanlış; yanlışa doğru, iyiye kötü, kötüye iyi, gören gözlerimize, işiten kulaklarımıza yalancı birer şahitler olduk.İdra- kına varamadık, sorgulayamadık, ah aldık, başkalarının günahına girdik. Kimisi bir ekmek bulamazken, kimisi varlık içinde yüzerken, açı hor gördük.Sermaye ba- ronlarının ayıp ve günahlarını sırf çıkar ve menfaatlerimiz için örtük.Dünya hırsı ve men- faat sevdası insanlığı boğazına kadar günaha, dünya ve toplumları deformasyon ve bir gaf- let sarmalında yönünü ve yolunu bulamayan bir mezraya çekti. Evet değerli okuyucularımız, maalesef ateş düştüğü yeri yakar.Hayat, yaşamak, hakkı hak- kına vermek, saf bir niyete hizmet etmek, çıkar ve menfaate teslim olmayan insan ve insanlığa yakışır.Maalesef bize emanet olan bu canımızı, gerçeğe ve insanlığa hizmet yolunda harcıya- cağımıza, menfaate ve çıkara harcadık. Buda bizi bizden aldı, sahte emellerle gerçek kimliğimizi, bize kaybettirdi. Saygı ve sevgilerimle