Bugün bu Arapların ihâneti masalı, gerek ders kitapları ve gerekse fısıltı gazetesinin etrafa yaydığı bölük pörçük bilgilerle toplumun şuûraltında geziyor. Bu, bir zihin bulandırma operasyonu. Hedefse Türkiye’nin İslâm dünyasıyla olan bağlarını gevşetmek, alâkasını zayıflatmak, daha uzun yıllar ilişkileri buzdolabında tutmak. Bu durumun en çok da Batılı dostlarımızın(!) işine geldiğini görelim artık. Biz yıllar önce her uluslararası toplumda mutlaka yerimizi alacağız ama nihai hedefimiz Türk Birliği ve İslam Birliği demiştik! O günlerde bu, yalnızca bir niyet ifâdesiydi. Günümüzde ise buna dönük somut adımların atıldığını görüyoruz. Fakat ne yazık ki hâlâ birileri, 1923’ten sonra İslâm ülkeleriyle aramıza örülmüş duvarları biraz daha yükseltme gayretinde. Evet, Şerif Hüseyin’in çevresine topladığı bir avuç bedeviyle kalkıştığı bir isyan vuku bulmuştur ama ona kesinlikle “Arap İsyanı” denemez. “Arap ihâneti”, bir kurgu olup içine bir parça doğrunun karıştığı kocaman bir yalandır. Cumhuriyetin ilk yıllarından bugüne değin bunun sürekli bir şekilde propagandası yapılarak Türklerle Araplar arasına kalın duvarlar örülmüştür. Hattâ “Ne Şam’ın şekeri, ne Arabın yüzü!..” denilerek toplumun şuûraltı iğfâl edilmiştir. Asırlar boyu aynı devletin çatısı altında yaşamış iki unsur birbirine yabancı hale getirildi. Eğer bir isim konacaksa, “Şerif Hüseyin İsyanı” demek şüphesiz daha doğru olur. Artık bu yalan ve çarpıtmaya bir son vermenin zamanı geldi. Zîrâ günümüzde bu yalan, İsrail’in vahşet ve gaddarlığına göz yummanın, onu insanımıza mazûr göstermenin gerekçesi olarak sunuluyor. Bütün tezvîrâta rağmen sağduyulu milletimizin büyük çoğunluğu yine de tavrını mazlûm Filistinli kardeşlerinden yana koyuyor. Fakat belli kesimlerin hâlâ bu yalanlara inandığını ya da inanmak istediğini görmekse bizi derinden üzüyor. Çok şükür ki, Şerif Hüseyin İsyanı Türk-Arap ilişkileri târihinde bir yara değil, yalnızca bir çıbandır. Ve o çıbanı üzerine merhem sürerek iyileştirmekse kolaydır. Çıbanı durmadan kaşıyarak yara hâline dönüştürmekse hiç de akılcı ve tercih edilebilir bir siyâset değildir. Hayırlı günler diliyorum. 08 OCAK 2023 PAZARTESİ