İnsan kendi gerçekliğini ne zaman öğrenir?!.
Nasıl öğrenir?!.
İstediği şeylere kavuştuğunda mı?!. İnandığı değerle imtihan edildiği an mı?!.
Ölümle burun buruna geldiğinde mi?!.
İdeal dediği kutsallarını çiğnediği zaman mı?!.
Otuz yıldır Modernizmin insanı nasıl yalnızlaştırdığını, bencilleştirdiğini, kimliğimizi dönüştürdüğünü, geleneklerimizi yok ettiğini konuşan bir camianın içinde
yaşıyoruz..
Fakat arkadaşımı ziyarete gittiğim bir apartmanda şahit olduğum bir olay beni çok şaşırtmıştı..
Anne babası dindar (babası iyi bir kurumda daire
başkan yardımcısı) bir
ilkokul öğrencisi kız ile evin
önündeki kamelyada okul
hakkında konuşurken “Keşke bütün dersler İngilizce olsa!”
dedi..
“Niye?”
dedim..
“Çünkü İngilizce çok zevkli, Türkçe hiç zevkli değil” dedi!..
O gün başımı ellerimin
arasına koyup düşündüm:
Biz nerede hata yaptık?!.
Biz bunun için mi mücadele ettik?!.
Ya da biz mücadele etmedik
mi?!.
****
Annesi başörtülü,
babası dindar bürokratların
kızları kendi dilinden nefret
etsin diye mi uğraştık?!.
Kendisinden sonra gelen
kuşağı (saygı kalmadı,
ahlak zayıfladı, öğrenci
terbiyesiz, gelin küstah,
torun asi, gençlik berbat
vb.)
kötülemek adettendir ancak
ben kendimi ve kuşağımı
suçladım..
Bizden önceki kuşaktan bir
abiye,
“Bize Yunus’u anlatmadan
Mevdudileri siz okuttunuz,
bu vebal sizin”
demiştim..
Şimdi de kendi kuşağım için
söylüyorum..
Biz para kazanalım,
kalkınalım,
garanti kadrolarımız,
tatil mekânlarımız olsun,
bu fakirlik,
bu adaletsizlik bitsin derken
bir şeyleri kaçırmışız..
Hem çok şey kaçırmışız..
****
Mustafa İslamoğlu
tarikatları,
tasavvufu kötüleyeceğine
otursun bunu düşünsün..
Dücane Cündioğlu
İslamcıları aşağılayacağına
kayıp giden Müslüman Türk
kimliğini yazsın..
****
İstediği kadroyu alamayınca
iktidarı eleştireceğim diye
adalet naraları atan sözde
İslam sosyalistleri
düşünsün..
Ve lütfen Ak Parti
sayesinde,
kapısından dahi
giremeyeceği
kurumlarda yönetim kurulu
üyeliği alıp sonra da
“bunlar yanlış yapıyorlar”
küstahlığı sergileyenler,
makam araçlarıyla hobi
bahçelerine giderken
bundan 20 yıl önce ne
durumda olduklarını,
neyin peşinde koştuklarını
ve şu an neyi yaşadıklarını
düşünsünler..
Hem de çok iyi
düşünsünler..
Kaçırdığımız şeyleri de..
Hayırlı günler diliyorum..
23 KASIM 2020 PAZARTESİ