Hûd suresinin 100. Ayetinde: “Bütün bu kıssasını sana anlattıklarımız, kentlerin acı hikayelerinden bir kısmıdır.. Onlardan geriye iz bırakan da var, biçilmiş tarlalar gibi yerinde yeller esen de...”
Kur’an, güç kudret sahibi iken izi silinen toplumları, ibret vesikası
toplumlar olarak anar..Güçlerinin getirdiği böbürlenmeyle insanlara nefes aldırmayıp omurgasını çökertenlerin, onca ömür sürmesine rağmen ardında hiçbir iz bırakamadan sahneyi terk edenlerin ibretlik sonlarını aktararak uyarıda bulunur..
Bu olumlu anlamda iz sürenlerin en büyük temsilcileri, birbirinin izini takip eden, aynı mesajı insanlarla buluşturan Allah elçileridir..Davete karşı şiddet, konuşma talebine karşı kaba kuvvet ise izi silinenlerin tarih üstü karakteridir.
****
Toplumu sürü haline getirmek veya topluma sürü muamelesi yapmak, izi silinenlerin; onlara şahsiyet kazandırıp tek tek insan olduklarını hatırlatıp onurlandırmak ise izi sürülenlerin misyonudur.. Bu sebeple Kur’ân, halka sürü muamelesi yapan Firavun’un yönetimini reşid olmayan bir yönetim olarak deşifre edip mahkum eder.. Refahla şımarmak, izi silinenlerin; refâhı halka yaymak ise izi sürülenlerin misyonudur: İzi sürülmesi gereken elçinin mesajının izini silmeye çalışan Sâmirî’nin, Kur’ân’da anlatılan hikâyesi ders alınacak cinstendir. Tûr-i Sînâ’da iken halkı buzağıya tapmaya ikna ederek yanlış yola sürükleyenin Sâmirî olduğunu öğrenince Mûsâ (as) ona sorar:
“Söyle bana Sâmirî, senin amacın neydi?” Sâmirî dedi ki: “Ben, insanların aklına gelmeyecek bir şey düşündüm ve elçinin
getirdiği iz bırakma kudreti olan
bir parçayı kaldırıp attım.. Özümde olanı böylece açığa çıkarmış oldum.” Bunun üzerine Mûsâ şöyle dedi: ‘Defol git, sen hayatın boyunca toplumdan dışlanacak/bu sapkın fikirlerinle baş başa kalacaksın..Âhirette de asla kaçamayacağın bir karşılaşma seni beklemektedir...” Dinden iz bırakmak gücünde olan (eser) bir parçayı çekip alarak sistemi çökerten Sâmirî’ye Mûsâ’nın öngördüğü ceza, dokunulmama cezasıdır (lâ misâs), yani tam bir tecrittir.. Burada, dokunulmazlığın mahiyeti şu şekilde açıklanır:
Görsel dokunulmazlık: Görmezden gelinecek..Sözel dokunulmazlık: Kendisine selam verilmeyecek, verdiği selam alınmayacak ve konuşulmayacak. Fiziksel dokunulmazlık: Kendisiyle oturulup kalkılmayacak.. İşte bu İslamî bir tavırdır..Lâ misas!..Hayırlı günler diliyorum.. 24 OCAK 2022 PAZARTESİ