Kalplerimizi dünya ve içindekiler kuşattı; sanki hiç ölüm yokmuş gibi yaşıyoruz. Sonu gelmeyen tutkularımızın büyülü hayalleri içerisinde ölümsüz olacağımızı ve sonsuza kadar yaşayacağımızı sanıyoruz. Her sırrın cevabını, her sorunun çözümünü, her arzunun doyumunu bu dünyada tam ve eksiksiz bulacağımıza şartlanmışız. Sıradan insanlardan söz etmiyorum, yılların akademisyenlerinin, din bilginlerinin, okumuş yazmışların da bu sürecin içinde en ön safta yer aldıklarımı görmek gerçekten içimizi acıtıyor.
****
Kimilerinin, kendi kişisel ya da grupsal amaçları uğruna kırmadıkları kalp, sataşmadıkları kesim, çiğnemedikleri onur neredeyse kalmadı. Sahip olma ya da üstünlük yarışında hiçbir ölçü, sınır ve kutsal tanımayan ve bunu da bir hak olarak gören niceleri aramızda boy gösteriyor. Kendi haklılıklarından o kadar eminler ki, karşı tarafa en küçük bir pay ayırmaya gönülleri yanaşmıyor.. Öfkeleri, hınç ve nefretleri o kadar güçlü ki, adalet savaşçısı rolünde fakat telafisi olmayan zulümlere imza atıyorlar. Kendilerine özgü bir değer anlayışlarından çok, yaşanan olumsuzluklardan besleniyorlar. Ellerinde avuçlarında insanların hayrına, iyiliğine, güzelliğine hizmet edecek gerçek bir projeleri bulunmuyor ama öyle olduğunu sanıyorlar. Olsa bile üzerinde yürüdükleri bu olumsuz davranış ilkesi zaten tüm görüntüyü karartıyor.
****
Yakın ve uzak çevremizde şahit olduğumuz her ölüm olgusu, kendini dünyacı hırslara ve sonu gelmez uzun emellere kaptıranlar için bir meydan okumadır. Büyüklük ve üstünlük yanılgısı içinde körleşenler için ağır bir yenilgidir. Allah'ın gücü, hükümranlığı ve takdiri karşısında amansız bir bozgundur. Henüz aklını ve inancını yitirmemiş kimseler için en etkili bir öğüttür. Tabii ki, durup, düşünüp ondan ders almasını bilene. Hayırlı günler diliyorum. 26 ARALIK 2022 PAZARTESİ