Antalya Konyaaltı denizi mavi bayrak fakat o kadar kirlendi ki, çok yakında kaldırmak zorunda kalacaklar. Akdeniz kendi kendisini temizleyen bir deniz olmasına rağmen bu kadar fazla insan kirliğini kaldıramıyor!
Akdeniz’in güneşinden berrak sularından temiz havasından yararlanmamız duruyorken mangal yakıp şişelerle kafa bulanlar, sahilde kızarttıkları etleri milletin arasında mideye indirenler, Antalya dağlarıyla yaylalarıyla meşhur, ama Akdeniz sahilini piknik alanı olarak kullanmayı zevk edinmişler. Kırk derece güneşin altında mangal yakılıyor. Mangal için serin yaylalarımız ne güne duruyor acaba?
Çay geleneksel içkimiz ve olmazsa olmazımız. Sahile getirdikleri semaverler tüpler patlasa o kadar insanın katili olacaklar bunu düşünemiyorlar.
Vatandaşların çoğu poşetler dolusu yiyeceklerle geliyorlar. Lakin yedikleri içtikleri tüm çöp atıklarını arkalarında bırakıp gidiyorlar. Çöplerini çöp tenekesine atmak yerine, sahilin geneline bırakarak gidiyoruz. Evlerimizde aynı şeyi yapıyor muyuz acaba?
Alkol kullananlara elbet karşı değilim bu bir zevk meselesi, ama bir eşref vakti var birde eşek vakti var. Vakitsiz öten horozun başını keserler. Bunlar Ağustos ortasında biraları dikerek bayanlara baygın bakışları bunun yanı sıra bira şişelerini kırıp etrafa saçmalarını anlamakta zorlanıyorum. Ayak yalın sahilde yürüyerek stres atmak isteyenleri düşünemiyor muyuz acaba?
Çekirdek çitlemekte biz Türklerin geleneksel alışkanlıklarından birisi çekirdek kabuklarını etrafa saçmalarına anlam veremiyorum. Hadi saçtıkları diğer çöpleri çöpçüler topladı. Peki, kumun taşların arasından çitledikleri çekirdek kabuklarını nasıl toplasınlar bunu göremiyor muyuz acaba?
Midye kültürümüzde meşhurdur satıcılar sahilde satıp evine para götürmek için kırk derece sıcağın altında dolanıyorlar ve hazır ayağımıza geliyorlar. Bundan güzel ne olabilir, midyeyi yemesini biliyorsak kabuklarını bir poşete koyup çöpe atacak düşünceye sahip olamadık mı acaba?
Akdeniz’in suyu tuzludur aynı zamanda inanılmaz sağlıklıdır. Yazın yüzerek sefasını sürersiniz kışında üşümezsiniz. Yüzmeden sonra tuzlu suyla güneş yakmasın amaçlı duş kabinleri yerleştirildi. Vatandaşlarım evinden şampuan sabun getirerek sahilde duş alıyor. “Yapmayın bu pis su denize gidiyor. İnsan sağlığına ve kendi sağlığınıza zarar veriyorsunuz.” Dendi mi saflığa salaklığa yatıyoruz, yetmedi kavgaya başlıyoruz neden acaba?
İnsanlar kendine yakışanı giyer giyim konusunda insanlar özgür bırakılmalı, ama her yerin giysisi farklı. Denize giysiyle donla girilmez, giysiler ıslanınca her şeyleri açıkta ortada. Biz bikiniyle pazarda nasıl gezemiyorsak herhangi
bir kuruma donla giremiyorsak denize de girilmez. Bunu göremeyecek kadar kör bakar mıyız acaba?
Köylerde akan çayda göletlerde çimmeye alışığız, ama Akdeniz’i de turistlerin arasında çimme yeri olarak kullanıyoruz. Eskiden ben çocukken evimizde duş yoktu. Anam bizi lehende çimdiriyordu. Artık zaman değişti ve banyomuz duşumuz dairelerimizde evde temizlenmeyi düşünemeyecek kadar aptal mıyız acaba?
Köpeklerini denize sokanlar, yatak yorgan getirerek sahilde yatanlarsa başka bir alemdeler. Yatlardan gemilerden tuvalet bulaşık atıkları atanlar hem para kazanıyorlar hem de yedikleri kabı pisliyorlar ve bilinçlice kolaya kaçıp vatandaşların minnacık yavruların sağlığıyla oynuyorlar. Az harcayarak para kazanmak tatlı anladık, ama bu kadar vicdansızlığın asıl sebebi nedir doğayı kirleterek ekmek tekneleri yok oluyor farkında değil miyiz acaba?
Bu saydıklarım Akdeniz sahilinin yalnızca gözle görünen tarafı, gerisini inanın düşünemiyorum. Buradan yetkililere basına ve de vatandaşlara sesleniyorum, lütfen bu acı duruma bir çare bulun. Ahmaklığımızla Akdeniz’in berrak sularını çok yakında kaybediyoruz!
Beni kanserden kurtaran Akdeniz’in berrak suları kirletiliyor. Bu durum farklı hastalıklarla bizleri baş başa bırakacak. Akdeniz sahiline sağlığı için yüzmeye gelen vatandaşlar çok yakında ciddi hastalıklarla karşı karşıya kalacaklar!
Hani: "Temizlik İmandan Gelir." Diyorlar ya…
Türkiye Müslüman bir ülke imanımız yukarıda yazdıklarıma uygun mu acaba?