Gurbette olmanın ince sızısını daima yüreğimde taşıdım, nere gitsem benimle birlikte gitti. Bayramlar buruk aile akraba anavatan özlemi bir türlü geçmiyordu. Artık yıllar sonra yılın uzun bir bölümünü Türkiye’de geçiriyorum. Gurbet ve hasret bitmesi gerekiyordu, ama bitmiyor. Biz Gurbetçilerin kaderi buydu: “Gurbette Yabancı Memlekette Almancı“ acı gerçeğini anavatanımda yaşayarak öğreniyordum!
Atalarımın yavruları adına, misafir işçi olarak gittikleri Avrupa’da dördüncü kuşak torunları büyüdüler, şimdi bizde onları bırakamıyoruz. Türk asıllı Avrupalıların kaderini göçmen kuşlara benzetiyorum. Gittiğimiz her ülkeyi kendimize yuva yaptık memleketimiz yaptık, ama anavatana doğduğumuz topraklara hasreti, baba-vatana doyduğumuz topraklarda özlemi, bir türlü bitiremedik bitiremiyoruz!
Antalya’ya geldiğimde ilk kez yalnız bir bayram geçirmiştim. Gurbet ellerde yaşadığım yüreğimdeki ince sızıyı burada da yaşıyordum. Rahmetli badem gözlü yiğit babam için duygularımı mısralara döktüm. Yüklüdür Yüreğim adlı kitabımdan bu şiirimi paylaşmak istedim. Bu vesileyle Gurbet elleri yuva yapan Gurbet kuşlarına, Gurbeti yüreğinde yaşayanlara, vatan hasretini bağrında barındıranlara, vatan barak devlet millet sevdalılarına en derin ve içten duygularla selam olsun…
SENİ ÇOK ÖZLEDİM
Şu an saçlarımı okşadığın
Köyümüze gidiyorum
Biraz daha beklersen
Attığın adımların peşinde
Olduğumu bildiriyorum
“Zaman” diyorsun
Kimseye aman demeden
Zamana zalimlere
Meydan okuduğumu
Kulaklarına fısıldıyorum
Islanan badem gözlere
Her daim mendil oldum
Bundan gocunmuyorum
Acımasız bu hayatta
Sözün özün iki gözün
Sağ kolun oluyorum
Kollarının Gurbet ele
Yetmediğini de biliyorum
Sorumlu aramıyorum
Beklesen adam gibi adam
Bekle beni badem gözlüm
Saçlarımı okşayıp
Sarı kızım dediğin
Seni çok özlediğim
Türkmen köye geliyorum…