Türkiye’de bu gün İmam hatip okulları hem DİN ilmi, hem FEN ilminin eğitimini veren MODERN ve ÇAĞDAŞ eğitimin öncülüğünü yapan okullardır.
İmam Hatip Okullarının dışında hiçbir okulda din ilimleriyle fen ilimleri müfredatlarında yoktur.
İmam hatip lisesi öğrenimleri sırasında her bir öğrencinin ana dilinin yanı sıra en az bir yabancı dili en iyi şekilde öğrenmelerini sağlamak üzere bazı okullarda bir yıllık hazırlık sınıfı vardır. Bu okullarda 5 dilde eğitim verilmekte. Bu diller arasında Arapça, İngilizce, Almanca, Rusça ve İspanyolca yer almaktadır. Fen ve sosyal bilimlerle ilgili derslere ağırlık verilen, bu alanlara ilgisi bulunan, akademik başarısı yüksek öğrencilerin kabul edildiği, alanlarıyla ilgili olarak çeşitli projeler uygulayan ve üniversitelerle işbirliği halinde Faaliyet gösteren okullarında fen ve sosyal bilimler ağırlıklı M.E.B in eğitim kurumlarıdır.
Bu günlerde İmam Hatip düşmanı bir zihniyet tarafından İ.H.Okullarına ve dahi İmam Hatiplilere karşı saldırı başlatıldı. Ahlaki değerlerle ve toplumsal normlarla bağdaşmayan sahtekârlık, taciz ve tecavüz gibi suçları işleyen ahlaksızlar üzerinden kurumları yıpratmaya yönelik kara propaganda çabalarının başlatıldığını görmekteyiz.
Bu gelişmeleri, içinde taşıdığı art niyetini ifşa etmek ve fırsat olarak görmenin de büyük bir ahlaksız olduğu gerçeğini bu millet görmektedir.
"Bir tek ahlaksız üzerinden okullarımızı, kurumlarımızı, camiaları yaftalaması aymazlık ve büyük bir terbiyesizliktir. Hiç kimse, hele, hele belli bir mevkii işgal eden ve mansıp sahibi biri, milyonların gözünün içine baka baka toplumsal vicdanı yaralayacak şekilde okullarımızı suç mahalliymiş gibi ilan etme hakkına sahip değildir. Bir kepazelik üzerinden kişisel tacizden kurumsal tacize geçiş yapma hadsizliğine asla müsamaha gösterilmemelidir.
Bireysel ahlak yoksunluğunun istenmeyen tezahürleri olarak okullarımızda, kurumlarımızda, sosyal hayatımızda görülen taciz veya istismar vakalarının, toplumsal sorumlulukla bağdaşmayan, ifade özgürlüğünü iftira özgürlüğüyle karıştıranlarca keyfi bir fütursuzlukla suçlunun dışında herkesi suçlayan bir edayla işlenmesi kabul edilemez."
"Ahlaksız hangi posta bürünmüş olursa olsun mutlaka cezalandırılmalıdır. Sahtekâr birisinin oynadığı oyun ortaya çıkınca içinde bulunduğu yapıya ne kadar uzak olduğu çok net bir biçimde anlaşılmaktadır. Ancak kişilerin yaptıkları kötülükler bütün bir camiaya mal edilmemeli. Evrensel bir ahlaki ve hukuki düstur olan suçun şahsiliği prensibi çerçevesinde ahlaksızlık kurumsal yaftalamaya dönüştürülmemeli, kurumsal itibar suikastına teşebbüs edilmemelidir.
Tecavüzcüyü, tacizciyi, kişiliğine bakmak yerine kimliğine göre değerlendirip kendi görüşüne yakınsa savunmaya, aklamaya ancak farklı bir ideolojiye sahipse canla başla saldırmaya kalkanlar, en az suçlu kadar ahlaksızdır. Kategorik düşünmek haksızlık, kurumlara itibar suikastı düzenlemek de ahlaksızlıktır."
Üniversite nezdinde imam hatip liselerinin, birçok başarılı devlet adamı, siyasetçi, din adamı, iş insanı, akademisyen ve kamu görevlisi yetiştiren güzide ve saygın bir eğitim kurumu olduğu gerçeğini kimse göz ardı edemez."Konuyla ilgili Yüksek Öğretim Kurumları Yönetici Öğretim Elemanı ve Memurları Disiplin Yönetmeliği kapsamında soruşturma başlatılmalıdır.
Hülasa, İmam Hatip okulları, aşırı, Laiklik siyasalarının oluşturduğu büyük boşluğu doldurmaya tekabül eden rasyonel düzeltme hareketidir. Ön yargılar, kimseye yarar sağlamaz. Dün, ne bu günde, nede yarın da olduğu gibi yaşar. Zaman dönüştürür! Din öğretimi insana bir zarurettir.